SOSİSLİNİN SUÇU NE
Bu vergi iki kalem : yarısı KKDF yani Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu diğer yarısı BSMV Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi . %15 + %15 toplam 30 puanlık bu yükün %5 için maliyet katkısı yılda % 18 eğer aylık faiz %6 olursa bu vergi oranı da 24'ü bulmakta. Türkiye’de fiyatı gerçekten fahiş artan bir şey arıyorsanız bu vergiye bakacaksınız.
Çünkü bu %30 olan oran faizler aylık %1ken sadece %10du. Yani aylık %1 üzerinden kredi kullanan blr vatandaş devlete KKDF ve BSMV olarak bir yılda %1.2 vergi ödüyordu.
Faiz 5 kat faizin vergisi de 3 kat artmış durumda .
Yani 5.000 tl krediye ödenen faiz için yılda 60 TL olan vergi yükü ışıltılı ve ışıltısız ekonomi dönemi sonunda 900 TLye çıkmış durumda.
Bu %1.500 lük bir artışa tekabül ediyor.
Bu detaylı bilgilendirmeyi memleket sathında propagandası yapılan Restaurant ve Kafe boykotunu değerlendirmek için yaptım. Fiyatını hatırladığımız en ucuz hazır yemek Üsküdar motor iskeledeki büfecilerin sosisli sandviçi olsun ve sandviç o zamanlar 10 lira olsun.
KKDF ve BSMV oranında flyatı artmış olsa bugün 150 TL olması gerekirdi. İnsaflı büfecinin maksimum 50 TLye ( en fazla 30 TLdir ama linç yememek için 50 dedim) sattığı sosisli, devletin faiz vergisine göre neredeyse bedava.
Devlet “dıdının dıdısı” vergisine 15 kat zam yapmış ve siz fiyat artışları için piyasa aktörlerini suçluyorsunuz.
Yönetmen koltuğundakiler dururken figüranlara doğru oynayın dlye bağırıyorsunuz.
Sürecin ve tartışmanın geleceği noktayı öngördüğüm için daha blr kaç gün önce “Fiyatlar Neden Yükseldi “ başlığıyla bir yazı kaleme alıp Mikro İktisat ders kitabından piyasa talebi bahsini en ince detayına kadar açıklamıştım. Tabi 3 dakika zaman bulunamadığı için yazı herkes tarafından okunmadı. Buna karşılık Sn. İris Cibre Armağan Çağlayan Sevilay Yılman Kübra Par gibi çok sevdiğimiz veya pek de favorilemediğimiz bir çok kişi restaurant ve kafelerin günahkar olduğu iddiasıyla taşlama faaliyetine dair halkı yönlendirmeyi tercih ettiler.
İris Hanım başı çekti diğerleri de tereddütsüz bu fikri satın aldı. Ben Ekonomistim diyen Sn.Cumhurbaşkanının ardından giden anlayışa paralel biçimde Arz Talep eğrisi de neymiş fiyatları restaurancılar belirliyor teorisi Nobel Ekonomi Dalı Halk Jürisi özel ödülü için sıraya girdi bile.
Göktürkten Nişantaşına Bağdat Caddesinden Galata Porta İstinye Parkdan Zorluya yeme içme deneyimleri paylaşıldı
Zamanında süperligde pardon HaberTürk de çalışırken neden bilinmez Tv100e geçen Sn.Kübra Par'ın Bakırköy sahildeki dönerci ile Zorlu AVM mukayesesi bu konudaki tespitler arasında açık ara öne geçti. Başlı başına bir imar hırsı örneği olan ve mülk fiyatlarını tahayyül bile edemediğimiz Zorluda yediği yemeğin Bakırköye nazaran neredeyse bedava olduğunu ifade ediyordu kendisi . Kübra Hanım otoparka kaç para ödendiğini de söylese aslında fiyatlar genel düzeyi hakkında bizi daha da bilgilendirmiş olurdu. Neyse ondan çok beklentimiz zaten yok. Öyle olsa zamanında karşısına alıp konuştuğu Bankalar Birliği Başkanı Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar’ı 2.ligde pardon TV100'de de karşısına alıp siz "faizler %80 olsa batarız" diyordunuz şimdi faiz 80 oldu peki biz battık mı diye sorardı. Neyse konuyu dağıtmayalım.
Kimsenin olmasa da bizim yazı kaleme almanın usulüne dalr kaygılarımız var . Ve yazının uzunluğu bu kaygının başında geliyor.
1990lar mezunu bir ODTÜ lü olarak boykot bizim diğer adımız. ODTÜ'de 12 Eylül faşizmine karşı yemek boykotunun içinde yer aldık. Boykot yapılacaksa biz alasını yaparız.
Ama eşeği bulamadım semeri döverim de bize uymaz. Bu biraz da seçimde biriken negatif enerjiyi kanalize edecek yer arayışı oldu en iyi niyetli bakışla.
Marx ustanın kendinde bilinç dediği kavram burada devreye glrer. Seçimler kazanıldı ama işler düzelmiyor o zaman bir suçlu bulalım kolaycılığı ile günah keçileri aramak cehenneme giden iyi niyet taşları döşemek olur.
Aslında seçimi kazanan belliydi ama kaybeden bundan habersiz. Ortalama bir demokraside böylesi bir seçim mağlubiyetinin doğal sonucu iktidarın erken seçime giderek halktan güvenoyu istemesidir. İktidarın yüzsüz duruşu anlaşılır blr tutum ve gayet bilindik. Peki kendini muhalif ve eleştlrel görenler neden sessiz kalıyor? Arsadaki borsadaki pozisyonlar mı? Öğrenilmiş çaresizlik mi? Stockholm sendromu mu?
Ekonominin kurallarının demokrasnin kuralları ile olan ilişkisini anlamadığınız sürece fiyatları birileri belirliyor sanırsınız.
Türkiye’nin "otoriter blr siyasi islam üzeri zaman dışı milliyetçilikle" uğradığı sosyo ekonomik kaybı tahmin ve tesbit edemezseniz Nasrettin Hoca gibi bodrumda kaybettiğiniz yüzüğü aydınlık diye restoran masasının üzerinde ararsınız .
Şaşırmayın Nasrettin Hoca büyük dedeniz sayılır.
Yorumlar
Yorum Gönder