GÜN LOKANTASI AÇILIRKEN “LONELY PLANET” KÜFF’Ü NEDEN TAVSİYE EDİYOR?



“LONELY PLANET” KÜFF’Ü NEDEN TAVSİYE EDİYOR?

 

 

Analog çağda seyahat ederken yolumuzu nasıl buluyorduk?

Hadi tabelalara baka baka bir şehre gelmeyi başardınız. Peki bu şehirde yolunuzu nasıl bulacaksınız? Nereleri gezeceksiniz. Nerede uyuyacaksınız ve hepsinden önemlisi nerede yemek yiyeceksiniz.

Elinizdeki telefonu atın ve dilini bile bilmediğiniz şehrin tren istasyonundan yüksek  kulelere ve alımlı binalara baktığınızı hayal edin. Gözünüz korkmaz içiniz bir tuhaf  olmaz mı.

Modern turizm hareketlerinin başlangıcından 2000’lerin ortasındaki İnternet devrimine kadar gezegende yalnız gezginler için çare mavi kapaklı kitaptaydı.

Mavi kapaklı kitabı 100 metreden tanırsınız. İngilizcesi Lonely Planet. Yani yaratıcı çeviri ile “Gezegende Yalnız Gezgin”.

İspanya, Almanya, Fransa ve dünyanın çok daha uzak tüm noktaları  bu mavi kitapla anlaşılır ve ulaşılabilir kılınıyordu.

Kitap bir gezgin ne yaparsa onun yerine kendini koyarak kurgulanmıştı. Çoğu zaman birden çok yazar yola çıkıyor ve bir şehri, bir ülkeyi adım adım gezerek kitabı yazıyordu. Sokak sokak her bütçeye uygun gezi duraklarında yeme içme ve konaklama planlanıyordu. Paranızın çok  yada az olması sizi şehrin güzelliklerini görmekten alakoymuyordu. Sadece daha az ve daha çok para harcamanıza göre planlar yapılıyordu.

Yurdışına birilerinin söylediği gibi sadece imkanı olanlar gitmiyor çünkü. İmkanı olmayan , az olan için de bir hal çaresi vardı .

Uzun  yıllar bu kitaplardan biriktirdim. Sonrasında internet çıktı ve gezerken kitap taşımanın pabucu gökyüzüne atıldı. Yine de kitaplarıma kıyamam. Onlar bir dönemin hatırası ve internette belki de bulamayacağınız nostaljik ipuçları ile dolu.

Lonely Planet kitapları sonradan pek çok taklit  yarattı. Türkçe’ye de çevrilenleri oldu. Kaos ekonomisi ve vize faciası yurtdışı gezileri hayal ticaretine doğru evirdi. Yine de parası olsun olmasın dünyayı merak edenler dünyayı gezmeye devam edecek.  Dünyayı merak etmeyi parası olanlara rezerve edenlere inat Türk insanı da insanlık ortak mirasına olan ilgisini ve merakını gidermek için gezmeye, seyahate devam edecek.  

Lonely Planet’inTürkiye versiyonununda Kadıköy’de yemek yenecek yerlerin başında Küff CafeYeldeğirmenini gördüğümde şaşırmadım.

Küff Cafe ile yolum Beyoğlu’nun uzun yıllardır buluşma noktası olan Urban ile daha bu cafe gruba dahil olmadan kesişmişti.

Genel Müdürlüğün fildişi kulesinden sonra ilk durağım Beyoğlu sonrası Kadıköy’dü. Her ikisi de eğlenceyle anılan bu semtlerde görev yapmanın doğal sonucuydu mekanlara normalden daha yakın olmak.

Sizin birkaç saatinizi ayırarak keyifli sohbetler yaptığınız işletmeler  de tıpkı insanlar gibi ekonomik birer birimdir çünkü.

Küff Cafe grubuyla Bankacılık yolum ise Kadıköy’de kesişti. 1848 Devrim ruhunu ve gençlik/kültür ve dünya insanı olmanın ortak paydasını bünyesine alan bu yapının sırrını giriş bölümünde sözünü ettğim Lonely Planet’in Türkiye edisyonundaki şu cümle özetliyor :

Tüm yenilikçi kutuları işaretlenmiş : üçüncü dalga kahve, vegan yiyecekler, dövmeli baristalar,kapı bitkileri.  Bu son derece popüler kafe, caddenin her iki yanına yayılıyor.

Şehrin en özgün caddelerinden biri olan ve gelişen Yeldeğirmeni'ndeki Karakolhane Caddesi

Bohem bir yerleşim bölgesi. Genç yerlilerin buraya akın ettiği hafta sonları

ucuz ve lezzetli Türk kahvaltısının tadını çıkarmak için sıraya girmeniz gerekecek..”

2015’te başlayan Küff Hikayesi 9 yılda içine Beyoğlu Urban’ı da alarak büyüdü. Yine Kadıköy’de Sanatçılar(Ali Suavi)Sokağında Kollektif ile hedef kitlesini geliştirirken, Boden (Hasırcıbaşı) ile daha da özgün bir mutfağın garantisini verdi. Son dönemde Küff’ün merkez üssüne yakın Yeldeğirmeni İskele Sokakta açılan Kompartıman kafe ile bugünün yalnız gezginlerine seçenekleri artırma şansı verdi. Buna Urban'a komşu Sendika'yı da eklemekte sakınca bulunmuyor.

 

Küff Grubun milyonlarca dünya insanının değerini ve güvenini kazanmış Lonely Planet’de tescil edilen duruşu özünde değişmeden, ekonomik tüm zorluklara ve krizlere karşı sürüyor.

 

Yaratıcı girişim aklı Zeki Kulaç’tan, Mutfak Aklı ise akademisyen ahçı Kerem Küçükkınacı’dan geliyor.

 

Çalışanları ve müşterileri ile kurduğu organik bağ ise Küff’ü diğerlerinden ayıran en önemli detay olarak yer alıyor.

 

Küff’ün son hamlesi ise açık ateş konsepti ile karşımıza çıkan Gün Lokantası oldu.

Gün Lokantası Asmalımescit Gönül Sokakta  açılıyor.

 

Gönül ve Gün’ün buluşmasından çıkacak olan karma sıradanlaşan Beyoğlu/İstiklal hikayesine unutulan ruhu katacak.

 

 

Not :

Küff Cafe’ye dair basında daha önce çıkmış bazı  haber linklerini meraklısı için paylaşıyorum.

 

https://www.milliyet.com.tr/cadde/sosyal-tirmanici-iliskiler-6061167

 

https://www.timeout.com/istanbul/tr/restoranlar/kompartiman

 

https://sokakajans.com/pdf/21.04.2018.pdf

 

 

 

 

Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

EPİLOG

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum