BANKA EMEKÇİLERİNİN DE 1 MAYISI KUTLU OLSUN
Türkiye’de tribünlerden alkış almanın en kısa yolu herhangi
bir finansal enstrümanı aşağılamak, kötülemek ve şeytanlaştırmaktan geçer.
Yakın zamanlarda Banka’nın kapısından bile geçenin cehennemlik
olacağını haykıran dindar bir beyefendinin söylevini dinlemiştim. 31 yılımı
verdiğim Bankamda, ekonominin tarumar olmadığı zamanlarda pek çok insanı “override”
kuralları ile ev sahibi yaptığımı ve cennetlik olduğumu düşünürken bu ithamlar
biraz şok edici oldu tabii.
Neyse dinsel fanatizm bizdeki kadar olmasa da dünyanın her
yerinde muteber. O yüzden buna çok da takılmadım.
Ama genel kanımda bir değişiklik yok. İşler kötü gidiyorsa
sorun finanstadır. Ya Kredi Kartlarının limiti yada taksiti fazladır ya da krediler
milleti batırmıştır. Kredi Kartının Kıtalararası Balistik Füzeden sonra en
tehlikeli icat olduğuna inanan yada
inandırılan milyonlarca Türk vatandaşı var.
Ali Babacan beyin istikrarsız politik öngörülerinin ne
kadar boş olduğunu son seçimde milletçe
gördük. Ali beyin bu ülkeye verdiği en büyük zarar Makro İhtiyatlılık adı altında
dünyada var olmayan absürt ekonomik müdahaleleleri normalleştirmesi olmuştu.
Ben kendisiyle bir yüksek lisans tezi çerçevesinde hesaplaşmayı planlıyorum.
Bankaların zaten yeterince dikkatli oldukları konut kredisi tahsisine müdahale
ile başlayıp Kur Korumalı Mevduat ucubesi ile neticelenen bu Makro İhtiyati
Komedya gücünü yukarıda ifade ettiğim toplumsal yönlendirmeden almaktaydı.
Bankacılık gelişirken , toplumda finansal okuryazarlık
yerlerde süründüğünden kamusal bilinç kolaylıkla manipüle edilebildi. Klasik “Kuşa
Bak” uyanıklığı ile ülke Galaksinin Enflasyon rekorlarını kırdı.
Bütün bu tuhaf iktisadi şaklabanlıkların nirvanasını ise
sağolsun duayen ekonomist arkadaşım bana paylaştı. Yolladığı komik videodaçekik gözlü kardeşlerimizin sempatik Türkçeleriyle kurdukları senaryonun hedefindebu defa “Çek” vardı.
Çekin Türkiye’de vadeli olarak düzenlenip, ödeme aracı
olarak kullanılmasını tiye alan video gülünçlü kurgusunu oldukça sert bir Cem
Yılmaz/Barbaros Şansal hareketi ile sonlandırıyor . Son sahnesi ile +18 kategorisine
giren kurgu skecin hedefindeki çek uygulaması
tıpkı Kredi Kartı, Konut Kredisi , Ek Hesap vs gibi yerin dibine batırılıyor.
Malum Türkiye’de çek üzerine ileri vadeler yazılarak ciro yoluyla
ödeme vadesine kadar elden ele dolaşabiliyor. Çekik gözlü arkadaşlarımız bununla
alay ediyorlar. Kimse kimseye para ödemiyor onun yerine bu kağıdı veriyor diye
sistemi açıktan aşağılıyor .Tam da bu noktada “Gelecekteki
Değer” hesaplamasını yapan Casio Hesap Makinelerini Japonlar neden icat etmiş diye
sormak istiyorum ben de.
Peşin yerine vadeli bir mal satışında oluşan ve hiç de
azımsanamayan vade farkını fiyatınıza eklediğinizde
parayı geç tahsil etmenin yani zaman riskinin üstesinden gelirsiniz. Ben malımı
peşin satarım diyorsanız sorun yok. Kimseden üzerinde ileri bir vade tarihi bulunan
çek almayabilirsiniz. Ama ürününüzü vadeli satacaksanız sizin için en garantili
ödeme aracı çekten başkası değildir.
Çekin ödeme sistemini kayıt altına alarak vergi tahsilatına
da katkı sağladığı aşikarken, kimi çekler karşılıksız kalıyor denilerek vadeli mal
satanları seçeneksiz bırakmak Türkiye Ekonomisini bizim Japoncayı anladığımız
kadar anlamak manasına gelir.
Tıpkı alternatifi
olan veresiye defterini yada senet sepeti teknolojiyle kat be kat aşan
Kredi Kartına taksit uygulamasının aşağılandığı gibi, Türk ekonomisinin
yaratıcı çözümü olan vadeli çek düzenini karşına almak çözüm üretmeden sorun
üretmek ve sistemi tıkamaktır.
Türkiye Ekonomisinin sorunu Bankacılık değildir. Bankaların beyaz yakalı emekçilerinin
(hepsinin 1 Mayısı Kutlu olsun) bin
türlü emekle ortaya koydukları Riske Maruz Değer, V.A.R. ( futboldaki gibi manipüle
edemezsiniz) Monte Carlo (Kumar oynamaya değil risk azaltımına) Simulasyonu vb. modelleri Bankaların kredi kartını kime
vereceklerini, kaç taksit yapacaklarını belirlediği gibi çekin kime
verileceğini de gayet iyi belirler.
Siz kendi işinize bakın Çeki Kimden aldığınıza, neyi kaça
kime sattığınıza bakın. Karşılıksız Kalan çek değildir sizin yetersiz satış
planlamanız, aç gözlülüğünüz ve iş bilmezliğinizdir.
Yorumlar
Yorum Gönder