KAYNAK : HAYATIN BİTİŞİ BAŞLANGICIDIR
İnsan akıllı bir canlı olmanın bedelini öleceğini bilmekle
ödüyor. Bu bedel son yüzyılda daha da arttı. Stoacılar asırlar önce öleceğiniz
için üzülmeyin siz varken ölüm; ölüm
varken siz yoksunuz diyerek teselli verdiler . Oysa onlar
için ölüm hiçbir zaman tarihi ve anı belirsiz olmanın ötesine geçmemişti.
Bilgi devrimi ve aydınlama çağı pek çok şey gibi ölümün de
sırlarını açığa döktü. En amansız hastalık olan Kanserin bir insanı yaklaşık
olarak ne kadar zamanda alacağı neredeyse takvim kesinliğinde bilinebiliyor.
Yaşlı yada genç olsun
ölümün mukadderliğine dair bilgi sahibi olmanın insanı çıldırtmaması zor. Ölümü
bir treni bekler gibi beklemek, ümidi kaybetmek, hastalar ve onların sevenleri için bir 21.yüzyıl çilesi
oldu.
Aronofsky’nin Kaynak’ta karşımıza koyduğu hikayenin üçboyutunun birincisinde ileri derecede kanser olan karısını hastalığın pençesinden
çıkarmaya çalışan araştırmacı doktorla tanışıyoruz. Maymunlar üzerindeki deneyin
karısının ölüme koşuşundan, onu ölüme taşıyan virüsün hızından daha çabuk sonuca
ulaşacağına inanıyor. Ölümün hastalıkların
sonucu değil bizatihi bir hastalık olduğuna inanıyor. Karısına olan aşkı onu
bilim adamı sorumluluklarını unutmaya zorluyor. Deneyleri kuralsız biçimde
hayata geçiriyor, ne olursa olsun hastalığı
yeneceğine inanıyor.
Hastalıkla boğuşan karısı ise filmin diğer boyutlarını bize
anlatan bir hikayeyi yazıyor. Ölüm ona göre hastalık değil. Tam da tersine ölüm
yaratılışın bir parçası. Kocasının giderek çılgınlık düzeyine varan ölüme karşı
isyanı onda tevekküle ve adeta Mevlana’nın tanımladığı vuslat beklentisine dönüşmüş
durumda.
Bunun için el yazısıyla kaleme aldığı defterin sayfalarında
anlatılan paralel hikayeleri takip etmemiz gerekiyor.
Hikayenin bir boyutunda hayat ağacı ile gezegenler arası yolculuğunu
sürdüren gezginimiz var. Onun hayali ağacının ona sonsuz hayatı bahşetmesi.
Yıldızların arasında şeffaf bir topun içinde büyüyen ağaçla yoluna devam eden
gezginimiz ağacın ona sağlayacağı sonsuz ömrü beklemektedir.
Diğer tarafta Maya İmparatorluğunun Kutsal ormanlarının en
derininde saklı hayat ağacının peşindeki İspanyol kaşif ise bu yolculuğunu Engizisyon
Rahibinin baskısının altında ezilmekte olan Kraliçe İsabel’e adamıştır. Engizisyon içinse Mayalar inançsız
kafirlerdir. Hayat ağacını bulmak ve onunla kraliçeyi ezen baskıyı azaltmak
kaşifin hayalidir.
Karısına çare arayan koca, yıldızlar arasında sonsuz hayat
arayan gezgin ve ormanların derinliklerinde kutsal ağacı arayan kaşif gerçekte aynı
kişilerdir.
Çare umulan modern ilaç
şimdi Guatemala sınırlarındaki Maya ormanlarının derinliklerindeki bir ağacın
yapraklarından elde edilmiştir. Önce denek maymununu gençleştirir ama hastalığına
iyi gelmez. Tümör ne büyümüş ne de küçülmüştür.
Virüsün koşusu ise hızlıdır. Hastayı dünyadan alır . Tam o sırada maymunun
iyileştiği haberi ulaşır . Belki zaman yetse karısına da iyi gelecektir keşfedilen
bu yeni ilaç ama zaman buna yetmemiştir.
Diğer yanda hayat ağacı ile yapılan gezegenler arası yolculuk
bir yıldızın son durağı olan bir kara delikte büyük bir patlamayla son bulur.Tam
da Mayaların mitolojisindeki hayata başlangıç veren patlama gibi. İspanyol savaşçı ise büyük çabalarla ulaştığı hayat
ağacının usaresi ile sonsuz hayata kavuşacağını sanır ama sonsuz hayat hiç de
onun umduğu gibi değildir. İçtiği özsu onu sonsuz hayat ağacına dönüştürür .
Bu gerçeküstü masalı Clint Mansell’in müzikleri ile
birlikte izlemek hayata dair algılarımızı yeniden kurmaya kafi geliyor.
Bu 10 şarkıyı filmden filmi ise bu şarkılardan ayrı hayal
etmek olanaksız.
Kendinize yapacağınız iyilik hiç ölmeyecek gibi yaşamanız gereken bu hayatın
varlık sebebinin ölümün bizzat kendisi olduğunu anlamanız olmalı.
Hayatın sonsuz döngüsünün başlangıç ve bitiş noktasının aynı olduğunu anlamak
zorundayız. KAYNAK tek ve her şey orada başlıyor ve bitiyor çünkü.
Çok sevdiğim bir yönetmenin çok sevdiğim bir filmidir. Değerli yorumlarınızı okumaktan keyif aldım Çağatay Amcacığım :) Yazılarınızı merakla bekliyorum ve devamının gelmesini bekliyorum. You do,you will :)
YanıtlaSil