RÜYALARIN "YANLIŞ" LARI VE DOĞRULARI

 


Rüya göremezsek delirirmişiz.

Uykunun Rüya gördüğümüz kısmı olan  REM uykusuna dalmaya izin  verilmemesi iyi bilinen  bir işkence metodudur.

Rüyalar fiziksel sağlığımız için ne kadar önemliyse ruhsal sağlığımızı da bir o kadar  meşgul ediyor olmalı. Bundan 3 ay önce hiç tanımadığınız bir insanı rüyanızda görmeniz aslında rüyaların bir tür Netflix’ten ibaret olduğunu düşündürüyor.

Netflix’ten farklı olarak abonelik ücreti yok ve senaryoyu siz yazıyorsunuz.

Bilinç altınızda gezen lüzumlu lüzumsuz yüzlerce hikayeden habersiz zavallılar sizin bu rüyalarınızın bazen yardımcı oyuncusu, bazen başrolü olarak yer alsalar da bundan ne haberleri ne çıkarları ne de burada yer almak için bir istekleri söz konusu.

Rüyaların insanın kafasının içindekilerin ve çoğu zaman  saçmalıkların bir özeti olduğunu düşünüyorum ama bunu ispatlayamam.

Bana bu gerçeği bir kez daha altını çizerek anımsatanYANLIŞ filmi oldu.

Klasik bir kabusun içinde olduğumuzu 7.59’dan, 8’e değil de 7.60’a geçen çalar saatten anlıyoruz. Köpeğimiz kaybolmuş, tuhaf komşumuz herşeyden vazgeçerek içsel bir otomobil yolculuğuna çıkıyor. Posta kutusunda bulduğumuz pizzacı broşüründeki numarayı arıyor ve karşımıza çıkan kızla pizza logosundan yola çıkan varoluşsal bir diyaloga giriyoruz. Bütün bunlar yetmez gibi , şarıl şarıl damı akan bir ofiste bilgisayar ve telefonların arasında mesai yapıp, üstelik bu ofisten aylar önce kovulduğumuzu öğreniyoruz. Bahçemizdeki çam ağacı aslında orada sakince duran palmiyenin yerine gelmiş ve nöbet kulübesindeki güvenlik görevlisi misali bahçeye yerleşmiş. Uyanık bahçıvanımız palmiyeyi 500 dolara geri getirebileceğini iddia ediyor. Bununla da yetinmiyor pizzacı kızın yollayıp, işvereninin (yani bizim) beğenmeyip çöpe attığı pizzanın içindeki notu bulup, pizzacı kızla harika bir gece geçiriyor.  Ertesi gün palmiyeyi çamın yerine koyarken kalp krizi geçirip bir de ölüyor (aslında ölmüyor). Pizzacı kız ise geçirdiği harika gecenin şerefine kocasını terk edip Bahçıvana ait sandığı, aslında sizin olan eve bir güzel yerleşiyor. Bu arada sizin dünya umurunuzda değil. Tek derdiniz köpeğinizi bulmak. Anlıyorsunuz ki köpeğiniz kaybolmamış kaçırılmış. Master Chang isimli bir “”köpeksel” gelişim uzmanı sizi olgunlaştırmak için köpeğinizi önce çalmış bir de üstüne kaybetmiş.

Sizce bütün bunlar gerçekten olmuş olabilir mi .  Yeterince spoiler verdiğimi düşündüğüm için değil (bu konuda hiçbir zaman en ufak bir kaygı duymuyorum) ama birazını da siz keşfedin diye daha fazla saçmalık saymıyorum.

Bütün bu saçmalıkların bir arada olabileceği tek bir yer vardır o da bilincini kaybetmiş zihnimiz. Bilincini kaybetmiş zihnimizin bize en az zarar verdiği yer eğer fazla dillendirmezsek rüyalarımız olmalı.

Rüyalarımızı başkasına anlatmazsak bir süre sonra onların büyük kısmını unutur ve ne kadar tuhaf  şeylere kafa yorduğumuzu düşünmekten kurtuluruz. Bütün rüyalar saçma değildir belki ama sadece zihnimizde dönen bir hikayenin gerçekten var olduğuna inanmak saçmalıktan başkası olmaz.

Yanlış filmini bir rüyanın uzayıp giden senaryosu olarak seyretmek rüyalarımızın bitmez tükenmez gerçek ötesinin farkında olmak demek. Rüyalarımızın tek bir sorumlusu vardır o da biziz. Rüyalar bize gelecekte değil geçmişte ne olduğunu söylüyor. Geçmişte olanların  beynimizin girdabında nasıl algılandığını söylüyor.

Rüyalar işe yaramaz demiyorum. Başa dönersek rüya görmezsek delirdiğimize göre belki de rüyamızdaki delilikler aklımızı korumamıza yardım etmektedir.

Rüyalar gerçeküstüdür. Tıpkı bu filmde sergilenen gerçek üstü hikayeler gibi.Rüyaların ressamı Dali gerçeküstü için şu cümleyi kurar : (Sürrealizm =Gerçek üstücülük) yıkıcıdır ama yalnızca görüşümüzü kısıtlayan prangalar olarak gördüğü şeyler yok eder.

O zaman prangalarımızı yıkan Rüyalarımız belki de dünyada sadece bize ait olan tek varlığımızdır.

Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

EPİLOG

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum