EYÜP SULTAN/BÜLENT BAŞKAN


 

 


1993 yılının son birkaç  ayını ders çalışarak geçirmiş ; İş Bankası’nda müfettiş olabilmek için canımı dişime takmıştım.

1994 başlarken benimle birlikte toplam 14 müfettiş olarak İş Bankası’nın şimdi Bağımsızlık Müzesi olan Ankara’daki tarihi binasında  hizmet içi eğitime başlamıştık bile.

O zamanlar İş Bankası’nda Teftiş Kuruluna beraber başlamak Askerlikte tertip olmakla eşdeğerdi. Her sınıfta bir çavuş seçilirdi ve bizim sınıfın çavuşu da ben olmuştum.

Tam 30yıl önce başlayan bu hikaye bana sadece Türkiye’nin en büyük özel bankasında en çok saygı duyulan ünvanlarda görev yapmayı değil , her biri asker arkadaşı kadar yakın;  eğitimli 13 arkadaşı kazandırdı.

Bu 13’ten biri de Bülent’ti.

İş Bankasında çok uzun süre kalmasa  ve Bankadan erken terhisi tercih etse de Bülent tertibin en hakiki çemberinde hep sapasağlam durdu.

Hayatta kefilliğimi isteyen tek kişi o oldu . Evini kiralarken evsahibine beni teminat gösterdi.

Yani ben Bülent’e bugünden yarına değil 30 yıldır kefilim.

Bülent bankadan ayrıldıktan sonra zamanın ruhuna uyan her riski sonuna dek alarak ekmeğini kazandı. Zamanın ruhu onu işsiz de koydu, parasız da bıraktı.  O bir taraftan profesyonel iş hayatını diğer taraftan akademik kariyeri kotardı.

Öyle Belediye kaynağı ile beleşten değil alnı kadar ak Jean Monnet bursu ile Master’ını Doktorasını tamamladı. Dizinde 2 çocuk; tarih delisi ve tarih öğretmeni sevgili Yeşim arkasında ve yanında ekonomiyi politikaya, politikayı iktisada teğelledi.

Daha müreffeh, daha özgür ve demokratik bir Türkiye  için kafa yoran ekiple günler, haftalar, aylar boyunca birlikte oldu. Ben İstiklal Caddesine Banka müdürlüğü için o ise her şey güzel olsun diye geliyorduk 2010’ların ortasında.

Bülent’in yolu iş hayatına ilk atıldığı Dışişleri Bakanlığı'ndan yıllar sonra yine kamuyla kesişti. Artık TMSF’ye geçen şirketlere yeni rota çizmekti işi. Ve nihayet hayatının son 8 yılına yön verecek Doğal Gaz şirketinde kaderi yeniden şekillendi.

Gece gündüz uyumadan çalışarak yapılandırdığı  şirketin başarısı  ona AKP’nin elinde kırık bir oyuncağa dönen İGDAŞ’ın en üst makamını açtı.

Sol yakasında  kırmızı karanfil hiç bir zaman eksik olmazdı. “Liyakatlı adamlara alışkın olanlar” gönül huzuruyla onu   yolladı İGDAŞ’a. Ekrem Başkan Saraçhane’de kollarını sıvarken, Bülent de Haliç kıyısındaki İGDAŞ binasına doğru yol almaktaydı.

İstanbul’da tek bir doğalgazsız sokak bırakmadı. AKP’nin açıklarını kapama rolü verilmiş şirketin açıklarını kapadı ve  ayaklarının üzerine oturttu. İGDAŞ Kadınların  istihdamında, gençlerin geleceğe umutla bakmasında bir rol modele dönüştü.

Ekrem İmamoğlu’nun Uğur Dündar’a tane tane anlattığı gibi seçimi kaybedeceğini anlayarak İGDAŞ’ı BOTAŞ’a tam 1,7 Milyar TL 2018 parası ile borçlandıran AKP’nin bıraktığı enkazın küllerinden doğan bir modeldi bu.  

3  ayda 1,7 milyar TL’si çarçur edilen İGDAŞ’ın borcunu 2 yılda 2,7 Milyar olarak ödeyen akıl ve emek Bülent’e aittir.

Ekrem İmamoğlu’nun tanımıyla

“Ahlaklı, İtibarlı, Liyakatlı, İşine önem veren “ Mithat Bülent Özmen’e” aittir.

Merak eden bu videoyu izlesin kararı kendi versin. 

 

Bülent’in İGDAŞ’ı oturduğu yerden kaldırıp koşturduğu bu süreçte  askıda faturadan, sahipsiz köpeklere yardıma dek pek çok çalışmasına da bizzat şahit oldum. Onun İstanbul’a son katkısı da şiirle süslenmiş İGDAŞ panoları oldu.  Doğalgaz panolarını şiirle süsleyen adam olarak anılacak. İGDAŞ’ın Bülent Özmen döneminde  inovasyonda ulaştığı seviyenin en yakın şahidi ise kuşkusuz İGDAŞ’ın mustakbel genel müdürü olacaktır.

Ortalama demokrasilerde ülkenin en büyük şehrini kazanmak ülkeyi kazanmakla eş değerdir. Bu yönüyle Ekrem İmamoğlu 2019’da aslında Türkiye’yi kazandı.

2019’da İstanbul’u kaybeden "sözde" yenilmez armada, aynayla yüzleşmemenin acısını, kurla, faizle, enflasyonla bize yaşattı. Hukukta, demokraside saplandığımız bataklık bizi ekonomide de tarumar etti.

Faturayı yemeği yiyenler ödemedi ve   hesap ülkenin emekçilerine kaldı.  Kazanan hep haklıdır diyenler, dünyadan habersiz kitleleri medya manipülasyonuyla yanlarına bazen çekebiliyorlar.

Ama bir dünya şehri olan İstanbul  bu akıl tutulmasına 2019’da hayır dedi ve 2024’de de diyecek.

Sınırları şehrin akciğeri Kuzey Ormanlarından başlayıp Altın Boynuz  Haliç Kıyılarına uzanan Eyüp Sultan da bu cepheye katılsa güzel olmaz mı?

Bülent Özmen’e 30 yıldır ben kefilim. Hiçbir borcunu aksatmadı. Ona vereceğiniz her oy size misliyle dönecektir.

Ben kefilim.

 

 




 

 

 

 

 

Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

EPİLOG

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum