Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

RÜYALARIN "YANLIŞ" LARI VE DOĞRULARI

Resim
  Rüya göremezsek delirirmişiz. Uykunun Rüya gördüğümüz kısmı olan   REM uykusuna dalmaya izin   verilmemesi iyi bilinen   bir işkence metodudur. Rüyalar fiziksel sağlığımız için ne kadar önemliyse ruhsal sağlığımızı da bir o kadar   meşgul ediyor olmalı. Bundan 3 ay önce hiç tanımadığınız bir insanı rüyanızda görmeniz aslında rüyaların bir tür Netflix’ten ibaret olduğunu düşündürüyor. Netflix’ten farklı olarak abonelik ücreti yok ve senaryoyu siz yazıyorsunuz. Bilinç altınızda gezen lüzumlu lüzumsuz yüzlerce hikayeden habersiz zavallılar sizin bu rüyalarınızın bazen yardımcı oyuncusu, bazen başrolü olarak yer alsalar da bundan ne haberleri ne çıkarları ne de burada yer almak için bir istekleri söz konusu. Rüyaların insanın kafasının içindekilerin ve çoğu zaman   saçmalıkların bir özeti olduğunu düşünüyorum ama bunu ispatlayamam. Bana bu gerçeği bir kez daha altını çizerek anımsatanYANLIŞ filmi oldu. Klasik bir kabusun içinde olduğumuzu 7.59’d...

FİN TANGOSU DİYE BİR ŞEY VAR

Resim
  Finlandiyalıların en az Arjantinliler kadar tango meraklısı olduğunu öğreneli bir kaç ay ,  Aki Kaurismaki'nin Sararmış Yapraklar filmini izlerken; bir Fin Tangosuna denk geleli birkaç saat oldu. Hayat enerjiden ibarettir yani. Kuzey Işıkları, Ren Geyikleri, Muhteşem eğitim sistemi gibi sterotipleri ile uzaktan kulağa hoş gelen Finlandiya’nın pek de makbul görülmeyen asgari ücret hayatları içindeyiz. Fabrikada ustabaşı ve ağır alkolik Holappa   Çin tarzında   bir fabrikada yatıp kalkmaktadır. Hikayenin mor ucunda ise süpermarket işçimiz Ansa vardır . Her ikisi de yalnızlığın yüksek lisansını çoktan yapmış , doktora derecesini almak üzereler. Hayat hiç de kaynakları tükenmez bir refah devletinde yaşandığı izlenimi vermemektedir. Üstelik güneşin nadiren yüzünü gösterdiği gri bir coğrafyadayız. Yine de kilidi açan bir tango olur. Holappa’nın   iş arkadaşı Karaoke barda Üvez AğacınınAltında Sonbahar adlı tangoyu,   öyle güzel yorumlar ki aralarında...

REZERVUAR KIROLARI/ GEMİDE VE LALELİDE BİR AZİZE'YE POLİTİK BİR OKUMA DENEMESİ

Resim
    Turgut Özal’ın Türkiye’yi son komünist ülke olarak tanımlaması pek çoklarını şaşırtmıştı. Ölümünden 30 yıldan fazla zaman geçen Özal’ın Milli Selamet Partisinden Anavatan Partisi kuruculuğuna uzanan macerasına baktığımızda "aman Türkiye komünist olmasın" diye güç birliği yapmış bir cephenin parçası olduğunu görürsünüz. Özal’ın etrafına topladığı eğilimler için en büyük kabus "bir kış Komünizmin" gelmesiydi .  Buna karşılık Özal   hem de iktidarın en tepesinde olmasına rağmen neden Komünizmden şikayet ediyordu sizce?  Bugüne gelirsek durum pek farklı değil. AKP 20 yılı aşkın bir süredir iktidarda ve hala Türkiye’den şikayet ediyor . Neredeyse ülke anayasa yerine parti tüzüğü ile yönetilecek ama hala müthiş bir mağduriyet edebiyatı dinliyoruz.  Bu hikayeyi başa sararsak karşımıza Yeter Söz Milletin diyerek yola çıkan Demokrat Parti gelir . Türkiye’yi Küçük Amerika yapacağız diyen Menderes’in hiç olmazsa bir mazereti vardı. Soğuk Savaşın en ağır McCarthy...

EYÜP SULTAN/BÜLENT BAŞKAN

Resim
    1993 yılının son birkaç   ayını ders çalışarak geçirmiş ; İş Bankası’nda müfettiş olabilmek için canımı dişime takmıştım. 1994 başlarken benimle birlikte toplam 14 müfettiş olarak İş Bankası’nın şimdi Bağımsızlık Müzesi olan Ankara’daki tarihi binasında   hizmet içi eğitime başlamıştık bile. O zamanlar İş Bankası’nda Teftiş Kuruluna beraber başlamak Askerlikte tertip olmakla eşdeğerdi. Her sınıfta bir çavuş seçilirdi ve bizim sınıfın çavuşu da ben olmuştum. Tam 30yıl önce başlayan bu hikaye bana sadece Türkiye’nin en büyük özel bankasında en çok saygı duyulan ünvanlarda görev yapmayı değil , her biri asker arkadaşı kadar yakın;   eğitimli 13 arkadaşı kazandırdı. Bu 13’ten biri de Bülent’ti. İş Bankasında çok uzun süre kalmasa   ve Bankadan erken terhisi tercih etse de Bülent tertibin en hakiki çemberinde hep sapasağlam durdu. Hayatta kefilliğimi isteyen tek kişi o oldu . Evini kiralarken evsahibine beni teminat gösterdi. Yani ben Bülen...