İŞ BANKASI RESİM HEYKEL MÜZESİ AÇILIRKEN
İstiklal Caddesi, Cadde-i Kebir.
Ne demiş Napolyon : Dünya tek bir ülke olsa başkenti
İstanbul olurdu.
Ben de; Türkiye tek bir şehir olsa yani İstanbul olsa başkenti
de tereddütsüz İstiklal Caddesi olurdu diye ekleyeyim.
2015 yılının Ağustos ayının son cumasında Beyoğlu Şube
Müdürü olarak adımımı atmıştım İstiklal Caddesine. Bankacılık tabiri ile sahaya
inmiştim. Genel Müdürlükte geçen onca yıldan sonra artık Şube Müdürlüğü
yapacaktım.
Yüzlerce kez geldiğim cadde bu defa 1909’da yapılmış ve
1953’den beri İş Bankasına ev sahipliği yapan binasının kapısını caddenin en
güzel noktasında açmıştı bana.
Binamız adını İtalyan Kahraman Garibaldi’den alan eve
dayamıştı sırtını, yanında Odakule denilen nahoş yapının istilasına rağmen
varlığını koruyan Katolik Kilisesi ile zaman makinasından fırlamış gibiydi.
Kimlerin gelip kimlerin geçtiğini sayamayacağımız bir
mekanın son konuğu olacağımı bilmeden ama tahmin ederek girmiştim bu “3
İstanbul” Romanından fırlamış Fransız işi
binaya.
“Beyoğlu fethedilmeyen istanbul'dur.”
Der Mithat Cemak Kuntay 3 İstanbul’da.
Bu bina da fetihe karşı koymuşçasına yorgun ve uykusuzdu benim gözümde. Evet adı hala Beyoğlu Şubesiydi ama 1953'den yaklaşık olarak 2000’lerin başına kadar süren saltanat dönemi sona ermişti. Kocaman binayı katlarca dolduran Genel Müdürlük birimleri ve şimdikinin 5 hatta10 katı kadroya sahip kadim Beyoğlu Şubesinin yerinde yeller esmekteydi. Bankacılık artık daha farklı yapılanmalarla ilerliyordu. Eskinin büyük Şubeleri artık yerlerini Kurumsal Şubelere bırakmıştır.
Binanın katlara yayılmış labirent benzeri odaları
terkedilmişliğin ağırlığını yaşıyor ve yaşatıyordu. Şube giriş katı ve üstündeki katta geçmişin giderek silikleşen anılarıyla varlığını sürdürmeye çalışıyordu ama
binanın geri kalanı çoktan miadını tüketmişti.
2016 Mayıs ayı geldiğinde; Beyoğlu Şubesinin 1957’de başlayan hikayesini 22Temmuz 2016 Cuma akşamı itibariyle bitirme kararı alınmıştı. Bu süreçte bir tür finansal arkeolojik kazı başkanı gibi hissediyordum kendimi. Binanın boşaltılması gerekiyordu ve bu defa tekrar Bankacılık yapılmamak üzere kapatacaktık kepenkleri. Önceden planlanmış bu değişikliğin 15 Temmuz’un hemen peşine tarihlenmesi ise zorlukları katlamıştı.
Binanın terkedilmiş odaları tek tek gezildi ve uzun yıllar
önce dolaplara, kasalara kitlenmiş evrakı metrukesi elden geçirildi.
Binayı terk eden eski sakinler haklı olarak evraklarını bu
dolaplara kasalara bırakmış aradan geçen 10lu yıllarda ihtiyaç hasıl olmayan bu
evrakın neredeyse tamamı geri dönüşüm yoluna girmişti. Ancak Atatürk’ün “zeka,
dikkat, iffet” mottosu içinde tek bir dolabın, tek bir kasanın bile kapalı
kalmaması, içindeki evrakın elden geçmeden atılmaması kaygısı ile üreticisi 50
sene önce dükkanı kapatmış İngiliz malı banka kasalarında anahtarlar son kez
gıcırdadı.
Şubede görev yaptığım sırada tanıştığım eski bir Beyoğlu
Şube Müdürü bu kasaların yer aldığı daireden Beyoğlu’nun altındaki Bizans tünellerine geçit olduğunu
söylemişti. Geçit var mı yok mu ben bilmiyorum ama ne farkeder zaten ? Hayali
bile heyecan verici değil mi?
Kasa dairesindeki bir zamanlar belki her gün dönen ama
yıllardır işsiz bekleyen şifreli kasa kapakları son bir kez daha çalıştı.
Beyoğlu Şubesinin kadim binasında hummalı bir çaba ile onu
sonsuzluğa emanet etmek için tüm geçmişinden arındırma işi günlerce ama
programa riayet ederek sürdü.
Beyoğlu Şubesi İş Bankasının İstanbul’da 10. Şubesi olarak
açıldığı için Banka sisteminde 1010 kodu ile yer almaktaydı. Bundan sonra da
10. Şube kodunu koruyacaktı ama artık o güzel binanın giriş katında değil
Galatasaray’daki 1022 No.lu Şubenin yerinde hizmet verecekti. Sarı Kırmızılıları da kırmamak adına
(Galatasaray/)Beyoğlu olarak yeniden isim alan Beyoğlu Şubesi 25 Temmuz
2016’dan itibaren Beyoğlu Kaymakamlığı’nın altındaki binada çalışmaya devam
etti.
Taşınmadan birkaç ay sonra böyle önemli bir binaya vedanın
anısını müşterilerle paylaşmak için düzenlediğimiz etkinliğe Beyoğlu Şubesinin
eski hallerinden görsellerden oluşan bir de albüm eklemiştik. Bu resimlerdeki
anıların geri dönülemezliği sadece Beyoğlu Şubesinin Banka olarak dönüşümünü
değil bir zamanlar Türkiye’de ticaretin merkezi olan Beyoğlu’nun, Pera’nın,
Caddei Kebirin , Rue d’Istiklal’in de dönüşümünü ortaya seriyordu. Artık burası
farklı işleyen bir damardı ve buna göre akmak en doğrusuydu.
Sonsuza kadar var olacak Cumhuriyet’imizin Sonsuza kadar
var olacak Bankası sonsuza kadar var olacak Resim Heykel Müzesi’ni ülkemize
100. Yılda armağan ediyor.
1991-2022 arasında gururla görev yaptığım bu kurumda
yolumun kesiştiği Beyoğlu Şubesindeki son sakini ben olan yorgun Müdüriyet odası artık pırıl pırıl bir sanat mekanı . Tüm zorluklara,
üzüntülere ve çabalara değmiş görünüyor.
Müdür olarak görev yaparken müşterilere canı gönülden inandığım bir replik olarak söylediğim gibi
"İş Bankası’nda geçici olan tek şey çalışanlardır. Kalıcı olan ise Bankanın kendisi, binaları ve onları dolduran müşterileri yani Türkiye’dir."
Yorumlar
Yorum Gönder