ÖLÜRSE TEN ÖLÜR
“hayat aslında 40 yaşında başlar. O yaşa kadar araştırma yaparsınız” (Karl Gustav Jung/aktaran selim) Yaşlanmak kaçınılmaz bir gerçek. Doğduğumuz günden itibaren yaşlanıyoruz. Ama belirli bir eşikten sonra yaş bir ziynet eşyası olmaktan çıkıyor ve prangaya dönüyor. Ben bu kelepçenin ruhu sıkan halkalarına uzun zamandır itiraz ediyorum. Başlangıçta bu konudaki tavrım doğum günlerini kutlamazsan yaşlanmazsın şeklindeydi. Önce kendimin sonra diğer insanların doğum günlerini unutarak, atlayarak ve kutlamayarak hayatı taze tutmaya çalıştım. Soranlara 32 yaşındayım dedim. Hayatta kazandığım ünvanlara “Emekli” sıfatı da eklenince yaşlılıkla ilgili daha alıngan olmam gerekirdi belki ama emeklilikle yaşlılık arasında bir bağ kurmadım. Yaşlılık aslında tümüyle izafi bir haldi çünkü kendinizden daha genç insanlarla rekabet etmediğiniz sürece yaşlı olduğunuzu hissetmenize olanak yok. Rekabeti nasıl tanımlayacağız. Benim anladığım rekabet hayatın içinde olmak ve ortak alanlarda p