KAFAMDA YAPISAL REFORMLAR
Türkiye’de herkesin çok bildiği konuların başında Bankacılık
gelir. Ama ülke uzun süredir Orwellian bir hayata geçtiği için aslında durum
tam tersi. Kimse Bankacılığın bırakın herhangi bir kuralını B’sini bile
bilmiyor.
Kollektif cehalet bir süre sonra kötü paranın iyiyi
kovması gibi ortada bilginin kırıntısını bırakmaz ve cehaletin ordusu
zaferlerine yenisini ekler.
Basitçe paranın fiyatı olan faize metafizik anlamlar
yükleyip dinsel bir içerik ekleyen aklın ülkeye maliyeti artık iyice belirgin hale
geldi. Bu iktisadi durumu Mehmet Şimşek
bile irrasyonel olarak tanımladı. Dolayısıyla enflasyonu ve döviz kurunu
patlatan mantıksız para politikası için zaten söz üretmeye gerek bulunmuyor.
Normal koşullarda kaybedilmesi gereken bir seçimin akıl
almaz bir muhalefet beceriksizliği yanında çeşitli seçim rüşvetleri ve buna
eklemlenen sınırsız propaganda kullanımı ile kazanılması sonrasında ortada
kazanılacak seçim de kalmayınca oluşan faturanın nasıl ödeneceği konusunda
çalışmalar hız kazandı.
Zengin ülkelere ülke varlıkların pazarlanması çalışmaları
yanında içerdeki kazların tüylerinin nasıl yolunabileceği konusunda çalışmalar
tam gaz devam ediyor.
Bu konudaki son paketteki maddelerden biri de Tüketici
Kredilerinde BSMV’nin %15 e çıkartılması
oldu. Tüketici Kredisi ve BSMV gibi artistik ve teknik laflar bir araya geldiği
için pakette en az üzerinde konuşulan madde de kaçınılmaz olarak bu oldu.
Oysa ki bu yapılan değişikliğe azıcık yakından
baktığınızda ortada akıl tutulması tabirinin bile hafif kalacağı bir durumun olduğunu
anlamak mümkün oluyor.
Tüketici Kredisi’nde BSMV yani Banka ve Sigorta Muamele
Vergisi faiz üzerinden kesiliyor. BSMV’nin
bir de kardeşi var : KKDF Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu.
Bu iki kardeşin her birinin faize ilave yükü %15’er. Yani
son düzenleme ile beraber bu iki verginin toplam yükü %30 oldu.
Bu ne anlama geliyor?
Örneğin faiz aylık %1 ise siz bu %1’İn %30 u yani 0,3
puan da devlete para ödüyorsunuz. Tabi şu
anda faizler aylık 3’ü bulduğu için bu maliyetin 3,9’a çıkması anlamına
geliyor. Bir ay için 3 yerine 3,9 Bir yıl için 36 yerine 48 demek bu.
Hesaplaması da aynen faiz gibi. Her ay ödeyeceğiniz
takside Bankanın mevduat sahibine parasını ödemek, çalışana maaşını ödemek için
uyguladığı faize ilave olarak %30 da devlet alıyor. Peki devlet bu kredi için
hangi kaynağı kullanıyor, hangi yükün altına giriyor. Tabii ki devletin altına
girdiği yük falan yok. Zaten bir hafta
önce %10 olan oranı bir hafta sonra 15 yaparken de kimseye sorma gereksinimi
duymuyor.
Akılcı ve rasyonel bakış faize "nass" deyip karşı çıkan bir
devletin bir de ondan alacağı vergiyi artırmasını beklemez. Ancak olan tam da
bu . AKP iktidarının başında BSMV de KKDF de %5 di. Toplamda %10 olan yük tam 3
katına çıktı. Pek çok ülkede yıllık kredi faiz oranı bile faize karşı olan bu
iktidarın faiz üzerinden aldığı vergiden çok daha düşük.
Yazının başına dönecek olursak Türkiye cehaletin
alkışlandığı bir ülke olarak Bankacılıktaki bu akıl oynatan tuhaflığı da normal
bir şey gibi tolere ediyor.Kimse ne ödediğinin ne farkında ne de bunu
umursuyor.
Ben İkiye On Kala Grubundan istek olarak şu parçayı talep
ediyorum:
Kafamda yapısal reformlar
İçimde bi' yerde bi' gülüşünden
Sana deliyim ama gizledim her
Gidişinden, gidişinden
Kafamda makro ihtyati tedbirler
İçimde bi' yerde bi' gülüşünden
Sana deliyim ama gizledim her
Gidişinden, gidişinden
Söz Ali Babacan Müzik Mehmet Şimşek
Yorumlar
Yorum Gönder