ANNE FRANK BUGÜN NE İŞE YARAR?
Anne Frank’ı
nasıl bilirdiniz?
Amsterdam’ın
Turistik varlıklarından biri?
Nazi Kurbanı
bir Musevi?
Anne Frank
da kim mi yoksa?
Hollanda’ya
giden pek çok insan için Anne Frank evi
önemli duraklar arasındadır. 16 yaşında
toplama kampında hayatı sonlanan bir çocuğun günlüğünün izleri insanlık
hafızasında yerini çoktan almıştır.
Anne Frank’ın
Nazilerin büyük günahını teşhir eden yazıları bugün ne işimize yarar?
Soykırım
suçunu unutma eğilimine karşı önemli bir değeri olmalı kuşkusuz. Üzerinden neredeyse
85 sene geçen bir suçun anıları giderek silikleşecektir kaçınılmaz olarak.
Peki bugün
faşizmin dünyaya tehdit olma şansı var mı? Yeni bir Hitler, Mussolini dünyaya
gelebilir mi?
Avrupa’da
aşırı sağın ayak sesleri İtalya’da Fransa’da hatta bu işte en büyük sabıkaya
sahip Almanya’da bile duyulduğuna göre Anne Frank’ın yazdıklarına zaman zaman
geri dönmekte yarar olabilecektir.
Yine de
fazla ileri giden sağcılara Avrupa’da dur diyecek anayasal mekanizmalar
konulmuştur. Esas olarak Avrupa toplumsal mutabakatı ve ortak demokrasi Standardı
faşizmin görünen yüzüne karşı gardını almıştır. (Darısı bizim sonsuz sağcılık
merakımıza!)
Peki Avrupa Faşizmin önüne geçtiği için bütün sorunları çözmüş Anne Frank günlüğünde
yazan her bir satırın hakkı verilmiş sayılabilir mi?
Soykırım anıtları, müzeleri , konferansları ile canlı tutulan hafıza içimizi rahatlatmaya yetiyor mu?
Bu sorunun cevabını gözlerimizden yaşlar dökülerek tamamladığımız bir anime veriyor.
Batı Avrupa’nın
tam ortasında refah ülkesi Hollanda’dayız doğal olarak. Anne Frank evinde
meraklı turistler sabahın kör karanlığında sıralanmışlar. Ama bir tuhaflık
bütün rutinleri bozuyor.
Anne Frank evinde davetsiz bir misafir var. Aslında misafir demek haksızlık
olur Kitty’ye . Davetsiz bir evsahibi o.
Beklenmeyen
bir doğa üstü tesadüf Kİtty’yi dünyaya ışınlamıştır. Anne’in müze evinden dışarı çıktığında orijinal günlüğü
de yanında taşıyabilirse varlığını sürdürebilmekte günlük yanında olmadığında
ise eriyip gökyüzüne karışmaktadır.
Hollanda’nın
refah toplumunun “evsahibi” vatandaşları günlük yaşamlarını kayıtsızca
sürdürürken dünyanın uzak köşelerinde
huzurları kaçırılan göçmenler ve mülteciler içinse sığınacak bir çatı mücadelesi sürmektedir. Mültecilerle
dayanışma içindeki yankesici Peter ile yolu kesişen Kitty bir taraftan varlık
sebebi Anne’i ararken diğer taraftan mülteci dramının da tanığı olmaya başlar.
Kötü yürekli
Naziler gitmiştir. Ama dünyanın derdi yuvasından edilenler için sürmektedir.
Anne Frank’ın
80 yıllık hikayesi Kitty’nin Amsterdam gezisine karışır. Anne Frank Lisesi’ni
Kütüphanesi’ni Tiyatro’sunu gezer, Anne Frank heykeli ile karşılaşır hatta Anne’in
mezarına kadar gider.
Ona can ve
anlam veren kızın çoktan toprağa karıştığını hüzün içinde öğrenir. Bunu
yaparken bir taraftan da Anne’in güncesi sırt çantasındadır.
Bütün
Amsterdam ve tabii Hollanda ise kaybolan günlüğün peşindedir. Günlüğü çalan bu
tuhaf genç kızı bulmak için seferber olunur.
Aynı anda Hollanda’ya kaçak yolla girmiş
göçmenleri ülkelerine geri yollamak için de son işlemler yapılmaktadır.
Peter’in
aracılığıyla daha da yakınlaştığı göçmenlerin durumu 80 yıl öncenin
Yahudilerinden sadece biraz iyidir. Onları toplama kampları değil ama güvensiz
topraklar beklemektedir. Ve bulundukları yerde de onları kimse istemez.
Kitty
göçmenlerin bugünün Musevileri ve soykırım kaçkınları olduğunu haykırması ve
günceyi geri vermeye karşılık
Hollandalılardan onlar için yuva talep etmesiyle Anne bir kez daha
insanlığa ortak duygu birliğini hatırlatır.
Anne Frank
bugün ne işe yarar sorusuna parlak bir gönderme olan bu animenin hayal gücü en
azından bir apartman dolusu sığınmacının hayatını kurtarmaya yetiyor.
Yine de
kafamızda sorular bitmiyor. Ne oldu da insanlık Nazileri yendi ama bugün
dünyanın pek çok ülkesi sıradan halkına yaşam şansı vermiyor ve insanlar çareyi
başka ülkelerde arıyor?
En çok bizim ülkemizin ayarını bozan bu sığınmacı sorunu insanlığın ortak bakışı
olmadan nasıl çözülebilir?
Anne Frank
önemlidir ama insanlığın dertlerinin tümünün çözümünü bu küçücük kıza ve onun
incecik defterine bağlamak hem hayalcilik hem de kendini avutmak demektir.
Yorumlar
Yorum Gönder