KRALLIK 6 : GÖÇMEN RUHLAR

 


2.sezonun ikinci, Krallık’ın 6. Sezonuna dair yazmadan önce  2 temel düzeltme yapayım. Hatta bir de üçüncüsü var ama onu daha sonra anlatacağım.

Öncelikle Bakan beyin sessizliği o talihsiz hayalet panayırına tesadüf ettiğinde bir de tepetaklak olmasından  kaynaklıymış. Bakan bey de hastanenin odalarından birindeymiş yani. Ben bunu fark edememiştim.

Diğer düzeltmem daha az önemli aslında. Meğer her bölümün bir özel adı varmış ve 6. bölümün ki de Göçmen Kuşlar imiş.

Bu iki düzeltmeyi yapıp bölüme dair notları paylaşmaya geçebiliriz.

Bir önceki bölüm ruhçu teyzenin ruhunu gökyüzüne teslim etmesiyla bitiyordu. Ancak ruhçu teyzemize faniler aleminde ihtiyaç  olduğu için bir sonraki bölüm de onun ruhunu bedenine geri almasıyla başladı.

Bölümün sonu ise Krallık’da saltanatı zorlayan  ve kendine bir tür derebeylik kurmuş olan asistan doktorun neredeyse benzer bir duruma düşmesiyle bitti. Bu defa ölüm sebebi kendisine içirilen Zombi Şurubu olmuştu ve ruhçu teyzeden farklı olarak pek de tedavi edilir hali yoktu. Tam tersine cayır cayır yanan kremasyon fırınının içinde bıraktık kendisini . Tabii bir tabutun içinde olduğu için kurtuluş adına hala bir şansı bulunmaktadır.

Başlangıç ve bitiş arasında ise Krallık’ın temel meselelerinin gelişimlerine şahit oluyoruz.  Bunlardan en dikkat çekici olanlar arasında Uzman Doktorumuzun  başını baştan beri ağrıtan  hasta küçük kız Mona’nın sanki annesinden yana bir sıkıntısı olduğuna dair mesaj vermesi yer alıyor. Konuşamayan kızımızın  küçük oyun küpleriyle yazdığı mesajı bizden başka gören henüz olmasa da bu gerilimin bir sonuca varacağına şüphe duymuyoruz.

Diğer tarafta ucube bebek cephesi de farklı bir yöne evrilmektedir. Bebeğimiz hakkında  hastanede dolaşan kendinden yüz yaş büyük kızkardeşi gayet iyi duygular beslemektedir. Ruhçu teyzemiz aracılığıyla bu iyi dileklerden haberimiz olur. Bebek giderek korkutucu bir ögeden, talihin oynadığı acı bir oyunun kurbanı olarak görünmeye başlar. Bütün bebekler kadar masumdur ve hızlı büyümesi aslında kendi acı sonunu hazırlamaktadır. Bunu  öğrendiğimizde içimizi kaplayan duygu ise bu zavallı varlık için üzülmekten başka bir şey değildir.

Diğer yandan Hastaneyi adeta istila eden ruhların hastane rahibine yaptıkları   taarruz, şarlatan psişik cerrahın domuz kanıyla oynadığı tiyatrodan çok daha kanlı olur. Bu kanlı sahneler hastanedeki gidişatın daha da vahşi olacağına işaret etmektedir.

Krallık bir öğütme makinesi misali çalışmaya  başlamış görünüyor.

Hastane başhakemi çocukluğuna inerek hayata dair sorunlarını alt etmeye çabalarken, hastanenin yönetimi ise bütünüyle uzman doktorumuzun eline geçmiştir.

Uzman doktor memleketi İsveç’in özlemi ile yanarken bu anlamsız Danimarka ülkesindeki varlığını daha da çok sorgular.

Yaptığı hiçbir hata Danimarka için fazla değildir. Aklına ne gelirse yapma ve bunun için de hiçbir rahatsızlık duymamama niyetini gizlemez.

Bütün bu tuhaflığı daha da tuhaflaştıran ambulansla ters yöne girme ritueli ise giderek daha da can yakıcı hale gelmektedir.

Bir Kuzey ülkesi için fazlasıyla etik dışı görünen bu trafik oyunu belki de toplumsal normların baskısından bunalan Danimarkalılar için cazip bir çıkış demektir.

Krallık’ı bulaşıkhaneden takip eden kadromuz ise  kendilerine normal diyen bu insanların yapıp yaşadıklarından sıkıldıklarını gizlemiyorlar. Onlar da bu giderek daha da tatsızlaşan tiyatronun artık bir sona varmasını beklemekteler.

Bölümün sonunda yaratıcı yönetmenimiz Trier’den aldığımız özet yorum ise bu karanlık karmaşayı az da olsa aydınlatır.

Göçmen kuşların dünyaya verdiği ritim gibi ruhlar da bir ritimi takip eder.

Bu; dünya için her ne ise onun olması demektir .

                                                            

Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

EPİLOG

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum