Z'DEN ATHENA'YA : FAŞİZME GEÇİT YOK



 

Paris'e gideli neredeyse 25 sene oldu. 25 sene önce gittiğimde bile şehir sakinleri arasında beyaz Avrupalı görünümde olmayanlar çoğunlukta idi. Aynı şeyi Londra için de söyleyebilirim. Uzun sömürge döneminin bu ülkelerin en büyük kentlerine armağan ettiği   etnik yapının aradan geçen çeyrek asırda daha da baskın hale geldiğini anlamak için müneccim olmaya gerek.

Athena Paris’in o parlak planlı merkezinin uzağında bir toplu konut bölgesi olarakresmedilmiş. Gerçekteyse Paris’e 35 km uzaktaki Evry köyünde çekilmiş hikaye.  Bir tür Bağcılar yada Esenyurt diyebiliriz.

Cezayir kökenli ve Fransızca konuşup Arapça dua eden bu insanların başlarına gelen son felaket ise 13 yaşındak İdir’in Polislerce dövülerek öldürülmesi.

Polislerin öldürdüğü İdir’in tam 3 erkek kardeşi daha var filmde tanıtılan .  Abdel de bir Polis ve daha önce Orduda da görev yapmış. Karim kardeşinin kanını yerde bırakmak istemeyen ateşli bir genç ve daha büyük olan Muktar ise yaşadığı yeri uyuşturucu faaliyetine  mekan olarak kullanıyor.

Tek bir güne  sığan şiddet yüklü bu filmin sonunda ise aslında cinayeti işleyenin polis değil, bu insanlarla Polisi ve devleti karşı karşıya getirmek isteyen neofaşistler olduğunu anlıyoruz.

En az Cezayir kökenli topluluk kadar sıkıntı içindeki polislerin daha doğrusu çeviklerin de halinin pek parlak olmadığını görüyoruz. Athena’nın vermek istediği mesaj aslında ortak düşmanın tek ve adının faşizm olduğu

Uzun süreli dışlanma, yoksulluk ve fırsat eşitliği eksikliği ile beraber kanıtlanmamış olsa da  polis şiddetinin 13 yaşında bir çocuğa rast gelmesi kimseyi şaşırtmıyor. Devasa blokların içinde yaşam mücadelesi veren  insanlar tepkilerini göstermek adına evlerini adeta bir kaleye dönüştürüyor.

Bu tuhaf savaş alanı içinde düşman ordusu gibi karşılanan polislere karşı Karim’in liderliğinde mücadelelerini başlatıyorlar.

Savaşı başlangıçta kazanır gibi görünseler de kamusal güç ağır basıyor ve isyan bastırılıyor. İdir’le beraber 3 kardeş de ölüyor ve isyan bütün aileyi yok edip yutuyor. Bu arada bütün bu gürültünün ve kavganın içinde bahçedeki çiçekleri düzenlemeye çalışan Sebastian ise asıl çarenin sistemi toptan yok etmek olduğuna inanıyor ve bunun gereğini yapıp binayı havaya uçuruyor.

Athena’nın klasik savaş filmlerini andıran estetik çekimleri ve özellikle girişteki patlayıcı 10 dakika süren tek planlı çekimi filmi öne çıkarıyor. Sonrasında gecenin çökmesiyle giderek daha da kararan sahneler neredeyse filmi takip etmeyi zorlaştırıyor. Polislerle mücadele içindeki gençlerin klostrofobik ortamdaki hallerinin neredeyse paydaşı oluyorsunuz.

Z’nin yönetmeni Costa Gavras’ın oğlunun aradan geçen 40 küsur yıl sonunda gök kubbenin altında bazı şeylerin değiştiğini anlattığı bir film Athena.

Faşizm’in dünyada yönetici akıl olarak yerini kaybetmesi artık devletin doğrudan aparatı olan polis veya askerlerin değil  sivil faşistlerin bayrağı devraldığını gösteriyor. Kapitalizmin hastalıkları iyileşmese de en azından kamusal yaşamda “Faşizme geçit yok”

ABD’de zaman zaman siyahlara yönelik polis şiddetini görsek de batıda artık faşizmin bayrağını daha çok para militer ve sivil yapılar taşıyor. Batı toplumu kurumlarını faşizme karşı korumaya çalışıyor.

Film bu yönüyle başta Karim olmak üzere isyancı gençlerin dikkatlerini Polis üzerine vermelerini  dolaylı biçimde eleştiriyor. Bir şekilde hedefin saptırıldığını anlayamadıklarını gösteriyor. Bununla beraber toplumun dışlanmış kesimlerinde oluşan yoğun önyargının arkasında da bu zamana dek yapılan yanlış uygulamaların olduğu su götürmez.

Athena bir zamanın ruhu filmi. Fransa’nın güncel sorunlarına değiniyor. Çözümü de faşizme karşı işbirliği yapmakta buluyor. Filmin dua sahnesi ise belki de sinema tarihinde İslam ibadetini en iyi sunumlardan biri olarak yer alacaktır.

Ben en çok o sahneyi sevdim. Belki de  çatır çatır Fransızca bilmelerine rağmen, kendi dillerinde ibadet edebilen Cezayirlileri kıskandım.

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

EPİLOG

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum