FACEBOOK , ANTHONY HOPKİNS VE BABAM


 


Anthony Hopkins benim bildiğim ünlüler arasında facebook’uen yoğun kullanan aktör. Hesabında çok eğlenceli şeyler paylaşıyor. Facebook yaşlıların yeri diyen gençlere inat mı ediyor bilmiyorum. Benim facebook’daki motivasyonuma da en çok katkıyı Hopkins’in paylaşımları da  veriyor. Facebook’u sadece Hopkins için değil babam  için de takipten ve içerik paylaşımı için kullanmaktan vazgeçmiyorum. Babam Anthony gibi içerik üretemese de eklediğim postları biraz geç de olsa görüyor, beğeniyor, onlara yorum yapıyor.

Hopkins ve Babam arasındaki facebook ortak paydasınıbaşrolünü oynadığı Baba filmini izlerken aklıma getirmedim. Çünkü tanrıya şükür ki Babamın zihni pırıl pırıl.

Alzhemier’dan muzdarip hayali Anthony’ye can veren Anthony Hopkins’in bu 92 dakikada bizlere sordurduğu soru tam olarak şu : Madem Herşeyi Unutacağız bütün bu hayatın anlamı ne?

Hopkins’in en ufak bir tereddüte yer bırakmadan acaba gerçekten hasta olabilir mi zannını uyandırdığı filmin insan hayatının fiziksel olarak uzamasının diyeti olan bu hastalığı en ince sinir uçlarına kadar bize aktardığını söylemek abartı olmayacaktır.

Bir hastalıktan çok bir çıkmaz sokağa benziyor Hopkins’in bize gösterdiği tablo. Sokağın girişi aydınlık olsa da çıkışı yok ve giderek daha da derinleşen bir karanlık içinde kalıyorsunuz.

Zihnimiz bedenimizi terk ediyor ve artık bedenimiz dünyaya yük olmaya başlıyor. İnsanın kendine eşrefi mahlukat sıfatını layık görmesinin bedeli  o şerefi borçlu olduğumuz zekadan, düşünme yetisinden uzak kaldığımızda başımıza gelenler oluyor.

Eski çağların mitolojik hikayelerinden biri de Truva Savaşındandır. Homeros’un dizelerinde yerini bulan Laerthes Odisseus’un babasıdır. Ama  uzun savaşlar sonrasında belleğini yitirmiş bir yaşlı adam olarak köyünde yaşamaktadır. Odisseus savaştan geri dönüp babasının yanına geldiğinde önce kendini tanıtmaz ama ne zaman ki geçmiş anılardan bahseder işte o zaman babası ile tekrar iletişim kurar. Birlikte diktiği ağaçları anımsatması babası ile tekrar iletişim kurmasına vesile olur.

Atnhony de  yeni insanlarla tanışmanın verdiği sıkıntıya karşın yıllar önce kaybettiği kızının anıları ile huzur bulmaktadır. Homeros’ un Laetres’in hikayesinde aktardıkları ile beraber düşündüğümüzde insan aklının asıl kalesinin geçmişin derinlerinde saklı olduğunu düşünebiliriz.

Filmin son sahnelerinde sevecen hemşirenin kanatlarında bebekliğe hatta ana rahmine yolculuk ise bu  huzurun zirvesi olur.

İşte o zaman filme dair sorunun cevabı da bulunmuş olacaktır. Her şeyi unutsak bile unutmadığımız tek bir anı bile kalsa işte o bize en savunmasız anımızda dayanak olacaktır.

Tanıdığım ilk Alzheimer hastası eski ev sahibimizdi. Adamcağızın hep aynı anıyı anlatmasının hastalığının sonucu olduğunu çok sonra anlamıştım. Babam filmini izlediğimde ise o anının aslında karanlık sokaktaki cılız ışık olduğunu anlıyorum.

Anthony’nin fedakar ama yorulmuş kızı  en sonunda çareyi onu bakımevine bırakmakta buluyor. Tıbbın insan denen makineyi daha uzun var etmede sağladığı başarı “Unutma Hastalığının” yani Alzheimer’in bugün Homeros’un çağından çok daha yaygın olmasına yol açıyor.

Modern tıbbın insanı koşullar ne olursa olsun yaşatmaya odaklanmış olmasının yan etkisi giderek daha çok insanın bu dipsiz kuyuya düşmesi demek. İnsan doğarkenki çaresizliği ve korumasızlığını ölüme en yakın olduğu zamanlarda da yaşamaya başlıyor.

Modern yaşam adeta bir kısırdöngü gibi kendi etrafında dönen bir çemberi tamamlıyor.

Hopkins’in pırıl pırıl zihni ile filmde adeta bu kaderi yaşayan pek çok yaşıtına gönderdiği selamlar var. Gerçek “Doğum gününü” gururla ifade ettiği Doktor sahnesi bunlar arasında en çok öne çıkıyor.

Hopkins’in de babamın da  Alzheimer olmaya tabii ki niyetleri yok ama onlar kadar şanslı olmayanlar ve onların yakınları için Baba bir filmden de öte bir meta belgesel gibi yerini alıyor. İnsanlık için Homeros’un çağlar öncesinde zaten  yazdığı bir hikayeyi sanki Hopkins tek başına oynuyor.






Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

EPİLOG

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum