ARTAN SERVET EŞİTSİZLİĞİ ÜZERİNE
Gelir
eşitsizliği Makro İktisat’ın önemli kavramlarından biridir. Philips Eğrisi ve
Gini Katsayısı bu eşitsizliğin rakamsal karşılığı olarak yerini alır. Gelir
eşitsizliğini gidermenin çeşitli yolları olabilir. Örneğin vergi oranları ile
oynar ve ücretleri düzenleyebilirsiniz.
Gelir
eşitsizliği önemli bir sorundur ve belki de Türkiye’nin karşılaştığı iktisadi
krizlerin arkasındaki en önemli sebeptir. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu ilk günden
itibaren bu gelir eşitsizliğinin etkisi altına girmiş ve onunla yaşamıştır. Gelir eşitsizliği bir
şekilde içselleşmiş ve toplum onunla öyle yada
böyle yaşamaya alışmıştı.
Ancak
Türkiye’nin 2015’ten itibaren yaşadığı politik ve iktisadi savrulma 2021 sonlarındaki “kamikaze
iktisat” ile beraber total bir iktisadi kaosa evrildi. Bu dönüşüm ülkeyi gelir
eşitsizliğine ek olarak yepyeni bir kavramla tanıştırdı. Bu kavramın adı “servet
eşitsizliğidir”.
Servet
eşitsizliği ile karşımıza 100 yılı bulan ülke tarihinde hiç görmediğimiz yeni
versiyon bir gelir eşitsizliği çıktı.
Geliri
kişinin ücret kazancı ve sahip olduğu maddi
değerlerin ona sağladığı fayda olarak tanımladığımızda; servet eşitsizliğinin
bizi taşıdığı noktayı daha iyi anlarız.
Servete
dahil olan döviz, gayrımenkul ve taşıtların fiyatlarında yaşanan anormal
artışlar yanında üretim ve hizmetlerin de gerçek piyasa enflasyonu ile iş yapma
kabiliyeti bunlara sahip olanlarla olmayanlar arasındaki servet uçurumunu
büyüttü. Burada sadece değerin artışı değil o değere ulaşmak için kazanılması
gereken gelirin miktarı da belirleyici oldu.
Bundan 10
sene önce 12 aylık geliri ile araba alabilen bir orta sınıf birey için bu süre
36-48 hatta 60 aya çıktı. Ev fiyatlarındaki gelişim ise bunun çok daha üzerinde
gerçekleşti. Neredeyse 100 yılı bulan süreler sözkonusu. Üstelik harcanabilir
gelir de eş zamanlı olarak azaldı.
Doları, evi
, arabası olanların ve gerçek
enflasyonla fiyatı artan malları/hizmetleri yurtiçine yada dışına satanların
servetleri artarken bunlara sahip olmayanlar veya sınırlı
düzeyde sahip olanlar için gelirlerinin artışının baz aldığı “resmi enflasyon oranı” bu artışların çok çok gerisinde
kalmıştı.
Bu konuda
rakamların detayına girmeye gerek görmüyorum. Siyasi iktidarın kira artışını
enflasyonun da gerisinde hesaplatma dayatması bile oluşan asimetrinin bir
kanıtı olarak yer almaktadır.
Bu noktaya
gelinmesinin arkasındaki en önemli sebeplerden biri de hiç kuşkusuz ülke
sınırlarının hiçbir kısıtlama olmaksızın yurtdışı talebe açık hale
getirilmesidir. Ülkemizde dünya ülkelerinin ezici bir çoğunluğu için mülk
alımında kısıtlama ve mütekabiliyet şartı yoktur. 8 milyar dünya nüfusunun
varsıl azınlığı ile bırakın Türk halkını
Çin bile rekabet edemez. Ülke toprakları Adam Smith’in Görünmez Elinin insafına
terk edilmiştir.
Diğer yanda
ülke Amerikan Vahşi Batısının altına hücum dönemi gibi her bir metrekaresi
milyonlar kazandıran bir şantiye gibi kullanılmaktadır.
Servetin bir
taraftan büyümesi , diğer yandan geniş kesimler için ulaşılmazlığının artması
ülkenin geleceği için umutları karartmaktadır. Gelir eşitsizliği zaten sorunlu
olan ülkede servet eşitsizliğinin bu denli büyümesi daha da büyük bir potansiyel gelir
eşitsizliğinin kapısını aralamaktadır.
Vergi
gelirlerinin bu servet büyümesinden pay almadığı açıktır. Hala dolaylı
vergilerle dönen bir bütçe anlayışı devam etmektedir.
Türkiye
ekonomisinin politik tercihlerin altında ezilerek yarattığı kriz emeğin
aleyhine sonuç yaratmıştır. Serveti artan kesimin tabi ki bunda kusuru yoktur. Bunun kusuru bütünüyle
ekonomi/politik yönetimin üzerindedir. Emeğin getirisinin servetlerdeki artışa
paralel olarak artmaması enflasyonun servet
artışlarından bağımsız hesaplanmasına dayanmaktadır.
Servet
artışından yararlanan ve bundan yeni servetler temerküz edenlerin bu
koşullarda gelir eşitsizliğini daha da büyütecekleri aşikardır. Geleceğin Türkiye’si bu gidişle bir zenginler
oligarşisinin boyunduruğuna tabi olacaktır.
Emek
gelirlerine yapılan bu manipulasyonun düzeltilmesi, geçmişe dönük olarak gelir
kayıplarının telafisi tek çözümdür. Bu işin kaynağının servetleri artan ve bunu
daha da büyük servet temerküzüne tabi tutmaya devam edenlerin olacağına ise
kuşku yoktur.
Yorumlar
Yorum Gönder