BÜYÜK OYUNLARIN KÜÇÜK HESAPLARI : ŞİMDİ BORÇ SİLME ZAMANI



 

Bundan birkaç sene önce araba satın aldığımız paralara şu anda telefon alabiliyoruz. Gelirlerimiz yok olmaya evrilirken temel tüketimi aşan ev ve araba gibi ürünlere ulaşmak imkansız hale geldi.

Servet eşitsizliği gelir eşitsizliğini de unutturacak düzeyde ülkenin genlerine yerleşti.

Türkiyeortalama eğitim düzeyi ilkokul 3 olduğu araştırmacılarca ispat edilmiş birortak akla kendi varlığını emanet etmiş durumda. (1)

Türkiye küçük hesaplarla idare edilen kocaman bir ülke olarak Birleşmiş Milletler Katalogunda yerini alıyor.

Ülke’de temel ve asli sorunun küçük hesapların peşinde gitmek olduğunu yakın zamanda Bankacılığı ayağa düşüren promosyon bankacılığı kavramı ile açıklamıştım.

Normal şartlarda parayla satın alınması gereken Bankacılık hizmetinin üzerine para ödenerek sunulması olağanlaştı. Kolaycı Bankacıların  “Retention” taktikleri ile promosyon savaşları başladı. Bu savaşın galibi 3 yıllık maaş hesabı hizmeti almak için 7.500 lira tahsil eden emekliler gibi görülüyor.7.500 lira kim kime veriyor karşılıksız. Tek yapmanız gereken hesabınızı  XYZ Bankaya taşımak. Bedava sirke baldan tatlı iken bedava para balın ta kendisidir.

Bankacılık Türk  Halkına ürünlerini bedeli mukabili kullandırmayı başaramayınca üzerine para vermeyi uygun buldu.

Tabi bu durum Bankaların arzu ve istekleri sonucunda ve yukarıda ifade ettiğimiz afili “Retention” stratejisinin bileşeni. Bu işin bir başka versiyonu daha vardı. Türk Bankacılık sistemi çok uzun yıllar boyunca  geçmişte tahsil ettiği komisyon gelirlerini vatandaşa geri ödemekle meşgul oldu.

Bankaların geçerli yasa ve yönetmeliğe dayanarak  aldıkları komisyonlar “Söke Söke” geri alındı. Bankalar bu iş için yüzlerce adam istihdam ettiler vs.

Promosyon ve komisyon iadesi ile tanıdığımız “büyük oyunun küçük hesabı”nın son numarası da 2.000 liraya kadar olan borçların silinmesi oldu.

Cumhurbaşkanının bizzat açıkladığı bu sisteme göre 2.000 liraya kadar olan borçlar ve 2.500 liraya kadar olan VYŞ borçları devlet sponsorluğunda silinecekmiş.

Uygulamanın detaylarına dair bazı bilgiler netleşmemiş de olsa anlaşılan o ki 2.000 liraya kadar olan icra dosyaları işlemden kalkacak. 2001 olanlar şansına küsecek.

2000 liradan az icrası olan birinin 2000 liradan fazla icrası da muhtemelen vardır. Belki bu  uygulamadan en büyük faydayı Bankacılık sistemine bulaşmamış yada çok az bulaşmış  olanlar sağlayacak.  Elektrik, su , doğalgaz , Telekom kaynaklı borçların ödenmesi yüksek ihtimal.

Devlet balık tutturamadığı halka bir kez daha yarım kilo konserve sardalya vererek tercihini belli ediyor. Tabii ki bugünün devletini  siyasi iktidardan soyutlamak olası değil . “C’etat Moi” noktasına gelmiş bir siyasi iktidardan söz ediyoruz.

Toplumsal faydası düşük buna karşılık toplumda karşılığı büyük  sübvansiyonlardan biri daha hayata geçiyor.Tıpkı komisyon iadesi, tıpkı maaş promosyonu gibi  icra borcu silinmesi de yükte hafif pahada ağır icraatlardan biri olarak ülke iktisat gündemine dahil olacak . Siyasi iktidarın sosyo ekonomiyi düşük tutarak seçimleri garanti etmesinde yeni bir safha olarak not etmeliyiz (1).

Sağlanan fayda; tıpkı diğerlerinde olduğu gibi tekil olarak düşük ama toplu maliyeti fazlasıyla yüksek. Kimse Bankaya ödediği komisyonu geri aldığı için yada 3 yıllık promosyon ile  zengin olmadı. 2bin liralık icranın silinmesi de aynı kategoride yer alıyor.  Bankalara yada bütçeye binen yük ise kamusal faydadan ve tabii ki vergi mükelleflerinden mahsup edilecek.

Üreten, çalışan , artı değeri yeniden üretmek ve daha ileri taşımak isteyen kesimlerden esirgenen toplumsal faydayı sağlayamayan sistem, çözümü çaresiz yada çare eşiği çok sınırlı kesimleri yanına çekecek toplumsal hamlelerde buluyor.

Sosyal yardımlarla , sadaka düzenini pekişteren  ve seçim sonuçlarında da karşılığı olduğu açık olan uygulamaları zaten biliyorduk. Bu defa sosyal yardımlarla elde edilen popülizm yeterince derin bulunmamış olmalı ki 2.000 liraya kadar olan icralar da Hazine’nin kara deliği içine yuvarlanıyor.

Enflasyonla yok edilen başta Kıdem Tazminatı hakkı olmak üzere pek çok birikim kanalı için isitifini bozmayan sistem anayasal eşitlik ilkesini hiçe sayar biçimde devlet kesesini propaganda aygıtına tabi tutuyor.

Türkiye küçük hesaplar yapan kalabalıkların, kitlenin  oyuna tamah eden ve  bununla yetinmekten gocunmayan bir aklın tabiyeti içinde. Ülke ekonomisinin  dünya standartlarında  kredi değerliğinin sıfırlanmasını  normalize eden bakış  hiçbir zaman  50  liralık bile benzin alamayanlara ve almayı düşünmeyenlere sırtını dayayarak yola devam edeceğini varsayıyor (2).

 

(1)        https://www.ipsos.com/tr-tr/ipsos-sandik-sonrasi-arastirmasi-secmen-kararlarina-isik-tuttu

(2)        https://www.dunya.com/kose-yazisi/sosyal-yardimlar-iyi-de-tembelligi-de-tesvik-ediyor/18835

 

Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

EPİLOG

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum