KÖPEKDİŞİ OLMADAN YAŞAMAK
Görece
varsıl bir ailenin üyesi olan bu 4 kardeş annelerinin ölümünün yarattığı
travmayla baş edememiş ve birlikte intihar etmişlerdi. Kendilerinin bir bağ evinin 4 bir köşesinde
asarak yok eden bu genç insanların aklından geçenleri tahmin etmek zor olsa da
sonuç bu dünyayla bağın bir daha kurulmayacak denli kopması olmuştu.
İnsanoğlunun
dünyada egemenliğini aklıyla kurduğuna kuşku yok. Sürekli bir üretim süreci
insana aklını geliştirme fırsatı vermiş onu dünyayı paylaştığı tüm canlılardan
ayrıştırmıştır.
Bütün
canlılar için çoğalmak bir amaçken insan için çoğalmak bir sosyal aktivite ve
doğada var olma yolunda kendini yenileme aracı haline gelmiştir. İnsan yavrusunun
bırakın çoğalmayı karnını kendi başına doyurmak için bile uzun yıllara ihtiyaç duyması
aileyi hiçbir türde olmayan bir konuma
çıkarmıştır.
Aile “Kutsal
Aile”ye dönüşmüş devlet aileden çok sonra neşet etmiş olsa da “Baba Devlet”
kavramı ile ailenin rolüne talip olmuştur.
Aile
çoğalmanın yani “reprodüksiyonun” en önemli
aracısıdır. Toplum yeni bireyleri aile ile kazanabilir. Aile türün varlığını
sürdürmesi için kurumsallaşmış, köklerini insanlık tarihinin
en derinlerine kadar indirmiştir.
Bırakın başka
insanları görmeyi , aile evinin sınırları dışına adım atmak bile
tabulaştırılmış. Anne Baba ve 2 kız 1 erkek çocuktan oluşan bu ailenin dış dünyaya kapalı tutulmasının sebebini çok
anlamıyoruz. Sadece uzaktan uzağa daha
önceki bir çocuğun kaybına dair bir önlem olduğu düşüncesi veriliyor.
Çocukların
(ki artık erginlik yaşını bile oldukça geride bırakmışlar) toplumdan uzak
tutulma için harcanan çabaya itiraz etmeden
geçen zamanları neye itiraz edeceklerini bilmemenin bir sonucu olarak
görmek gerekiyor.
Eğer neden
mahrum kaldığınızı bilmezseniz ona dair
bir özlem de duymazsınız.
Evin
muhteşem bir peyzaja sahip olması, kocaman havuzu ve güzel bahçesi ile
içindekilere yeterli konforu sağlaması ise bir yönüyle özgürlüğün diyetinin ne
olduğunu bize gösteriyor.
Yine de bir
hedef skalası konmuş çocuklara. 20 yaş
dişinin yerine Köpek Dişini koyan baba, köpek dişinden kurtulduğunuzda dış
dünyaya çıkma gücü bulabilirsiniz diyerek insan anatomisine dair tarihsel
bakışı bükerek sunuyor ailesinin bağımlı bireylerine.
Etraflarındaki
tüm dünyayı verili kabul eden ve ergenliğe geçmeden epey önce dondurulmuş bir
hayatı tüketen çocuklar için bu ham ve saf hayatı sorgulamak için hiçbir sebep
yok. Diğer yanda sorgulanmasa bile bu donmuş hayat imgesini çözündürüp tekrar
hayat başlatmak mümkün mü?
Bu sorunun
yanıtının da olumsuz olarak kaydedildiğini not edip filmle başlagıçta andığım trajik olayın kesişim
kümesine tekrar geri dönelim.
İnsan
toplumsal bir varlık olarak kendine yer bulabilir. Belki Tarım Devrimini
başarmasa bu toplumsallık o denli öne çıkmayacaktı. Ancak kolektif bilince
kaydedilen bilgiler insanı var etmek için o kadar çok kez tekrar edilmiş ki kodların dışına
çıkıldığı anda siren sesleri patlıyor.
Kahramanmaraşlı
gençlerin kendilerini yok edecek kadar bağlandıkları anne figürü ve Lantimos’un
kurduğu sanal dünya evi birey olmaya
izin vermiyor.
“
Köpekdişini” bir taraftan çocukluğun en
korunaksız zamanlarındaki baskıların abartılı bir sunumu olarak okumak diğer
tarafta belki de özgürlükleri kısıtlayarak bizlere birey olma fırsatı vermeyen
tüm toplumsal yapıların simgesi olarak görmek mümkün.
Bakış açınız
ne olursa olsun özgürlüğün önce ailede başladığını insanı şekillendirenin
hayatın çıkış noktasındaki bu en dar kurum olduğunu çarpıcı bir biçimde tekrar
öğreniyorsunuz.
Yorumlar
Yorum Gönder