KASTAMONU'NUN EN ÇALIŞKAN ARKEOLOGU
KİTABI ALANA MÜZE BEDAVA
MURAT KARASALİHOĞLU :
“İlimizin Yetiştirdiği En Çalışkan Entelektüel Arkeolog”
İktisadi durumun perişanlığından ötürü Coğrafya Kaderdir
sözü bu aralar genel olarak biraz da kederdir diye okunsa da ben yine de
Türkiye’de benim kafama en iyi uyan coğrafyada doğduğuma inandım. Zaten aksi
olsa tuhaf olurdu. Kastamonulu olarak Kastamonu’nun tarihsel bakiyesinden
nemalanamadıysam bir şeyler ters gitmiş demektir.
Kastamonu’lu olduğumun ilk defa ne zaman farkına
vardığımı bilmiyorum. Ömrümün uzun bir döneminde Beşiktaşlı olmak benim için
her kimlikten önce gelmiştir aslında. Üniversiteden mezuniyetten epey sonra
Kastamonu Lisesinden arkadaşlarımla buluşmaya başlamak bu konuda benim için
dönüm oldu aslında. Kastamonu Liseliler alt kimliğim belirmişti birden.
Yine de Kastamonu’ya farklı gözlerle bakmak onu bir
memleket olmanın ötesinde ve klişelerle kaplı ortak ülke imgesinden çıkarmak
benim için hala devam eden bir süreç aslında.
Kastamonu ile olan
ilişkimin bir M.Ö.’sü bir de M.S.’si
oldu. M yani Murat. Murat Karasalihoğlu.
Kendisini valilikteki oda/makamında görüp meşhur “dostum”
Vedat Milor onaylı Kastamonu döneri yemeye götürüp üzerine Yakupağa’dan şehir manzarasına sırtımızı
verip resim çektirdiğimiz zamandan beri Kastamonu benim için aynı Kastamonu
değil.
İşin güzel yanı benim de tarhananın erimesinde katkım
olan bu süreçten sonra Kastamonu zaten aynı Kastamonu değil.
Murat’ın da benim gibi Kastamonu Liseli ve Beşiktaşlı olması
bütün bu sürecin bonusu olarak yer aldı haliyle . Üstelik Alp ve Doğa da aynı
kafada.
“İlimizin yetiştirdiği ….” diye başlayan standart cümlenin ardına Murat Karasalihoğlu’nu
eklediğinizde cümleyi tamamlamanız gereken en doğru ifade : “En çalışkan entelektüel
arkeolog” olmalı.
Murat’ın kısa
künyesini bu cümleyle tarif ederim.
“İlimizin yetiştirdiği en çalışkan entelektüel arkeolog”
Murat’ın bu 3 özelliğinin Kastamonu’ya katkısını ilk defa
Glykon Kültü’ne dair yazdığı eserle
görmüştük. İnebolu’lu zamanın
üfürükçü hocası Aleksandros’un
Yılanlarla kurduğu sahte hikayenin anlatıcısı olarak dünyaya Kastamonu
bölgesinin az bilinen bir gizemini anlattı .
Murat’ı ben tanıdığımda tek basılı kitabı Glykon’du. Oysa
şimdi ikinci kitabı yani “Paflagon’dan Candar’a” da var. Bu kitabın oluşumunda
katkımı gizleyecek değilim. Murat’ın tek başına değirmenlere karşı savaşırken
bir taraftan yazdığı bu epik eserin mail kutuma düştüğü andan Murat’a tekrar
geri yollandığı zamana kadar rüyalarıma girecek kadar beni sardığını itiraf
etmeliyim.
Kastamonu’nun 35 milyon önce başlayan bir öykünün fonunun
oluşturan dağları ve ovaları ile başlıyordu bu uzun öykü. Sonrasında yazılı
tarihin sundukları ile Kastamonu Şehri giriyordu sahneye. Ben bu hikayeyi satır
satır okuyup düzeltmenlik yaptım. Bunu yaparken artık eski Kastamonulu Çağatay değildim. Artık
yepyeni bir Kastamonu vardı karşımda.
Önceden 67 şimdi 81 plakanın 37.sinden ibaret, depdep
Gastamonu karikatüründen, KastınNeydi Moni masallarından bambaşka bir evrene
ışınlanmıştım.
Heyecan içinde düzeltmeyi tamamladıktan sonra maildeki
öyküyü etli kanlı kitap olarak görebilme hayalleri ekonomik krizle giderek
zorlaşsa da Murat’ı ve Kastamonu’yu önemseyenler
kulübünün üyeleri olarak Sakine Eruz, Cemil Özel , Nurderen Özbek’le beraber
Gutenberg’den bu yana insanları ışıtan sayfalara bu defa “Paflagon’dan Candar’a”yı eklemeyi başardık. Tabii ki Murat bunu başardı.
Murat sadece bunu başarmadı.
Kastamonu Kent Müzesi de Murat’ın çalışkan bir entelektüel
arkeolog olarak sihirli elinden aynı zamanlarda çıktı. Kastamonu’nun M.S.’si
yani Murattan Sonrası için kitabı alana Müze bedava artık.
Valiliğin güzelim Vedat Tek binasının altında yer alan
akıllı müzenin aklı Murattan çok olmasa da gelen herkesi bu şehrin hikayesine
iknaya kifayet edecek düzeyde.
Kastamonu Müzesini “Paflagon’dan Candar’a” nın et ve kemiğe
bürünmüş hali olarak da gezebilirsiniz. 35 milyon yaşındaki Mozazor’la fotoğraf
çekmeden önce kitaptan işin aslını öğrenebilirsiniz.
İbni Batuta size Kastamonu’da bugünlerde bulamayacağınız ucuzluğundan
bahsettiğinde aslında Kastamonu seyahatnamelerinin de kitapta ilk defa
bahsedilen başlıklarından da haberdar olmanız gerekir.
Murat Karasalihoğlu’nun Kastamonu için büyük İnsanlık
için orta çaplı çabasını daha fazla anlatmama sebebim yazıyı uzatmamak .
Ama bu hikaye burada bitmez.
Anlatılan bizim hikayemiz çünkü….
Yorumlar
Yorum Gönder