EĞLENCESİNİ KAYBETMEYEN ÜLKE OLMAK

Çok da hoşlaşmadığım Cüneyt Özdemir kitabının başlığıydı Eğlencesini Kaybeden Ülke. Onun Türkiye’nin son yıllarda başına geleni tarif ederken kullandığı bu kavram Tony Gatlif’in 2017 yapımı filmi DJAM (Aman Doktor)’ı izlerken aklımdan bir an olsun gitmedi. 

 Masal gibi anlatılan ve kendini prenses sanmayan hafif çatlak bir kızın (Djam) Yunanistan-Türkiye-Yunanistan hattındaki hikayesi başta biraz turistik ögeler barındırsa da giderek ciddileşen ve hayata dair söyleyecek çok şeyi olan bir seyirlik. Yunanistan ekonomik kriz kitabının tam da ortasından bahseden hikayeyi 2021 Türkiye’sinde izlerken ister istemez bugün ülkede yaşanan ekonomik sorunlarla bağ kuruyorsunuz.

Her ne kadar dolarla maaş almasak da dolarla hammadde alanların her şeyin fiyatını uçurduğu bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde Yunanistan krizine dair bir filmi izlemek insana ister istemez bir yaşanmışlık ve ayna hissi veriyor. Bir tarafta da göçmen krizi tüm ağırlığı ile sürmektedir Midilli’de. Tıpkı bizim yaşayageldiğimiz gibi. 

 Bir yol hikayesi olarak akan filmin yolcuğu uzun süredir arızalı olan teknenin bir parçasını yapacak tek ustanın suyun öte yakasında İstanbul’da olmasıyla başlar. Yeğenine yapılacakları tarif edip İstanbul’un yolunu gösteren Kakurgos için bu biraz yarım akıllı kızı beklemekten başka çare yoktur. Ruhundaki çocuğu hiç öldürmemiş tam tersine sürekli besleyen kahramanımız için İstanbul seyahati sadece istenilen görevi başarıyla tamamlamak değil iyi bir dost kazanmak anlamına da gelir. Suriye’de yaşanan savaşın mağdurları için çabalayan ufak tefek bir Fransız kızıyla, Avril’le arkadaş olur ve filmimizin masalsı tesadüfleri içinde Fransızca bilen bir Yunanlı’nın yolunun bu Fransız kızla kesişmesine çok da şaşmayız. Misyon İstanbul’un eski şehrinin eşliğinde tamamlanır. 

Denizden gidilmiş, karadan dönülecektir. Bir sürü macera ve filme hep eşlik eden güzel şarkılarla Kavala’daki yıkık dede evine de uğranır. Faşistlerle işbirliği yapmış olan Dedenin mezarına işenir ve eve yani Midilliye dönülür. Yunanistan ekonomik krizi film boyunca kapalı otellerden, çalışmayan trenlere kadar kendini hissettirir. En sonunda da Bankanın borcundan dolayı el koyduğu Maria’nın deniz kenarındaki güzelim restoranı ile zirveye çıkar. 

 Görevini yapan haciz memurları binaları, eşyaları alır. Ama binaların ruhu ve sesi kahramanlarımızla beraberdir. Onları haczetmek olası değildir. Türk ustanın beceriyle yaptığı parçanın sayesinde tekrar çalışmaya başlayan tekneye atlayan kriz mağduru kahramanlarımız hep birlikte ruhlarını yeniden dolduracakları binalara doğru yola çıkarlar masmavi Ege’de.

 DJAM/Aman Doktor’u sadece Türk-Yunan karmasının geleceğe emanet ettiği ezgiler için dahi seyretseniz yeterlidir. Fransızca ve Yunanca konuşulup Türkçe küfredilen bir film de gayet sevimlidir zaten. Mültecileri Midilliye getirip kıyıda terk edilen onlarca Türk teknesi ve mültecilerin binlerce can yeleği ise ruhunuzu acıtacak bir hikayeyi gözler önüne serer.

 Bütün bu hengamenin , huzursuzluğun, krizin, derdin ortasında ise hiç susmayan rebetikolar ve danslardır iç ısıtan. Aslında hem içiniz ısınır hem de biraz içiniz burkulur. Yunanistan’ın krizin göbeğinde ruhunu , özünü ve en önemlisi eğlencesini hiç ama hiç kaybetmediğine şahit olursunuz çünkü. Delişmen kızımız da en fazla 30 saniye mutsuz kalabilecek bir ruh halindedir hep zaten. Ancak sadece bir film karakterinin içinde saklanan senaryonun uydurduğu ruh değildir karşımızdaki. Koskoca bir ülkenin kelimenin gerçek anlamında batışı yaşarken benliğini, kendi olmasını kaybetmediğini görürüz. Çok büyük acılar yaşansa da bunun sadece geçici olduğuna olan inanç eğlencesini koruyan bir halkta cisimleşmiştir.

 Ben bu filmde en çok eğlencenin bir şekilde devam etmesini sevdim. Birlikte şarkı söyleyebilen dans edebilen bir ülke kriz ne kadar ağır da olsa çıkış yolu bulur. Eğlencesini bayağı yitiren bir ülke olarak zararın neresinden dönsek kardır. Belki ilk olarak bu filmi şehirlerimizin meydanlarında izleyerek başlayabiliriz. Çok mu hayalciyim. Olsun yitirdiğimiz eğlenceyi geri kazanmanın hayali bile güzel.

Yorumlar

POPÜLER YAYINLAR

EPİLOG

SİGARA NASIL BIRAKILIR YADA 8.035 GÜN NASIL ARA VERİLİR

Her şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum