Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MEVLANA NORVEÇ’TE

Resim
5 milyar yaşında bir güneş sisteminin içinde azami 80-100 sene yaşayan akıllı bir varlığın en ağır zaafını devlet, din , aile ve bilumum toplumsal yapılar çoktan keşfetmiştir aslında. İnsanın varoluşsal dertlerinin en büyüğü suçluluk duygusudur. İyi davranırsak iyi vatandaş olur, cennete gideriz, ailemiz bizi çok sever, işimizde ve çevremizde başarıya ulaşırız. Kötülüğü bırakın yapmayı aklımıza bile getirmemeliyiz.Zaten insanın en büyük yargıcı vicdanı değil midir.Hal buysa kötülüğü düşünmemiz bile kafidir cezayı yememiz için.  Peki iyi nedir? Kötü nedir?Buna kim karar verecek?  Çağlar boyunca iyinin hegemonyasını eline alan hakim güç insanı iyiye tabi tutmak için elinden geleni ardına koymamıştır. Tabii ki insanın o meşhur tarım devriminden sonra kurduğu düzenden bahsediyoruz. Köyler, kasabalar, şehirler, prensler, krallar, padişahlar, şeyhler, rahipler, papalar . İlkel komününden yani köyünden çıkan insanın sınıflı topluma adım atmasıyla dönmeye başlayan çark tarihin son 5 bin

EĞLENCESİNİ KAYBETMEYEN ÜLKE OLMAK

Resim
Çok da hoşlaşmadığım Cüneyt Özdemir kitabının başlığıydı Eğlencesini Kaybeden Ülke. Onun Türkiye’nin son yıllarda başına geleni tarif ederken kullandığı bu kavram Tony Gatlif’in 2017 yapımı filmi DJAM (Aman Doktor)’ı izlerken aklımdan bir an olsun gitmedi.   Masal gibi anlatılan ve kendini prenses sanmayan hafif çatlak bir kızın (Djam) Yunanistan -Türkiye-Yunanistan hattındaki hikayesi başta biraz turistik ögeler barındırsa da giderek ciddileşen ve hayata dair söyleyecek çok şeyi olan bir seyirlik. Yunanistan ekonomik kriz kitabının tam da ortasından bahseden hikayeyi 2021 Türkiye’sinde izlerken ister istemez bugün ülkede yaşanan ekonomik sorunlarla bağ kuruyorsunuz. Her ne kadar dolarla maaş almasak da dolarla hammadde alanların her şeyin fiyatını uçurduğu bir dönemdeyiz. Böyle bir dönemde Yunanistan krizine dair bir filmi izlemek insana ister istemez bir yaşanmışlık ve ayna hissi veriyor. Bir tarafta da göçmen krizi tüm ağırlığı ile sürmektedir Midilli’de. Tıpkı bizim yaşaya

NEO LİBERALİZMİN DANSI : ÇİRKİN SOKAKLAR-GÜZEL EVLER

Resim
Putin’e atfedilen sözdür. Gürcülerin bizim için dans edecekleri günler yakındır. Rusya’nın demir yumruğuyla ezilen Gürcistan’a dair bu oldukça aşağılayıcı tanımlama Sovyetler Birliği döneminde, Birliği oluşturan Cumhuriyetlere verilen görevlerden Gürcülere düşene dair bir gönderme aslında. Koskoca SSCB’yi eğlendirerek geçen   uzun yıllardan sonra elde ettiği bağımsızlığın özgüveni ile Rusya’ya kafa tutan Gürcistan’ın başına gelenler hafızalarda taze olmalı.. Ama konumuz Uluslararası İlişkiler değil. Yine de imaj bazen susuzluğun da önüne geçer. Uzun yıllar boyunca birliği eğlendiren Gürcülerin kanına işlemiş olsa gerek müzik ve dans. Bizim buralarda Kafkas diye bildiğimiz oyunların alasından söz ediyoruz. Kafkas dağlarında bir ülkeniz varsa Kafkas oyunlarını en iyi sizin   oynamanızdan daha doğal ne olabilir zaten. İsveç’te doğmuş bir Gürcü ve ana dili gibi Türkçe konuşan Levan Akin’in filmi “ Ve Sonra Dans Ettik” i izlerken filmin anlattıklarından bağımsız bu karma dünya