Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Türkiye’de Futbol Neden İtibar Kaybetti?

Resim
Çağatay Arslan- 16 Nisan 2025  Bir Cumartesi ya da Pazar akşamı yolunuz Almanya’da bir şehre düştüyse, kendinizi devasa bir yürüyüşün tam orta yerinde bulabilirsiniz.   Aslında bu bir protesto yürüyüşü değildir. Bu, binlerce taraftarın sanki tek bir bireymiş gibi hareket ederek stada yol alışlarıdır. Benim şahit olduğum yürüyüş ya da teknik adıyla “FanMarsch” bir ikinci lig maçının öncesine denk gelmişti. Alman futbolunda Münih’in gölgesinde kalan başkentin en dişli markası Hertha Berlin’in Karlsruhe ile oynayacağı maç öncesinde  sadece Berlinliler değil Karlsruheliler de yürüyüş halindeydi. Berlin’e 600 km mesafede 300 bin nüfuslu Karlsruhe’den gelen taraftarlarla Hertha Berlinli taraftarlar kavgadan uzak sadece kendilerini takımlarına yakın hissetme duygusuyla koskoca caddeyi karşılıklı kaplamışlardı. En küçük bir olumsuz taşkınlığa yer vermeyen yürüyüş iki grup taraftarın birbirine saygı gösterisi ve futbol aşkına takdirin vücut bulmuş hali gibiydi. Alt tarafı bir 2.Li...

Ne Makrosun Ne İhtiyatsın ; Seni Gören Yollara Dökülsün!

Resim
  Türkiye’nin Orwellian günleri bittiğinde, mevcut haliyle tarihin çöp sepetine atılması ve ağza alınması kotaya bağlanması gereken ifade “Makro İhtiyati Önlem” olmalıdır. Asıl amaç, ülkede kurulan dengesiz ve bir sağ iktidar için utanç vesikası olan ekonomiye kamusal müdahale gücünü canlı tutmaktır. Bankaları değil, bir kısmı yeşil sermayeye ve iktidar cephesine dayalı finansal ve yarı finansal yapıları büyütmektir. Türk bankacılık sisteminin AKP döneminde küçülmesi ve sermaye kaçışının artması, bu tercihin doğrudan sonucudur.   Voltaire, Kutsal Roma İmparatorluğu için “Ne kutsal, ne Roma, ne de imparatorluk” demişti. Bizde de yıllardır bitmeyen bir iktisadi tekerleme var: Makro İhtiyati Önlem. “Makro” batıdan, “ihtiyat” doğudan, “önlem” ise bizden. Aşure misali; içine ne koysan oluyor, elde ne malzeme varsa o kullanılıyor. Bu önlemleri Türkiye piyasasına ithal eden Ali Babacan’dı. Babacan, malum, günümüzün hızlı muhaliflerinden. Taraftarlarına bakılırsa, Babacan gele...

Şarlman’ın derdi ne?

Resim
  Türkiye’nin demokraside Türkmenistan olmaya doğru ilerlediğini ifade eden bir yazıdan cezbe bulan yazar ekibinin bize söylediği gerçeklik ise Türkiye-Avrupa ilişkilerinin ontolojik varlığına bir tehdit.  02 Mayıs, 2025, Cuma 06:20 Charlemagne/Pignal’in  AKP yandaşlarını mutlu eden  başlığının Türkiye’nin AET’den AB’ye uzanan macerası için nasıl hazin çağrışımlar yaptığını Aydınlanma mirasını savunan Türkiye muhalefeti olarak  her platformda  vurgulamak gerekiyor. Economist’in Bir Yazısı Üzerinden Türkiye-AB ilişkilerine dair kaygılar Medusa’nın Salı belgeseli bize geçmişe dair önemli hatırlatmalar yaptı.  Özellikle AKP’nin ilk 5 yılı dediğimizde karşımıza AB üyeliğine dair bir vizyonun çıktığını hatırladık.  Erdoğan iktidarı ilk yılları boyunca içeride ve dışarıda bu vizyonu tereddütsüzce pazarladı ve önemli primler topladı. Bu primlerin kalıcı olmadığının ve amacın AB’ye girmek olmadığının anlaşılması Medusa’nın Salı’nın ilerleyen bölümlerinde ...

Medusa’nın Salı ve cevapsız kalan soruya dair…

Resim
  AKP’nin ilk 5 yılının sığdığı 5 bölümlük ilk sezon Erdoğan’ın çıraklık eserlerini nasıl özenle kurguladığını ve kalfalık ve ustalık sezonlarına nasıl hazırlandığını bütün  çıplaklığı ile ortaya koyuyor. 29 Nisan, 2025, Salı 07:15 İktidarın ustalık dönemi sonrasında savaş açtığı temsili demokrasiyi kurtarma yolunda gösterilecek tüm çabalarla beraber bagajdaki kirli yükleri ifşa etmek için demokrasi blokunun elinde artık derli toplu bir görsel bütünlük mevcut. 19 Mart’tan bu yana bırakın diziyi film seyretmiyorum. 19 Mart’tan sonra yaşananlara karşı utangaç bir tavır geliştiren MUBİ’nin de fişini çekince zaten film izlemek için de çok sebep kalmamıştı. Demokrasi ışığı görünene kadar sakallarımı kesmemek ve yazmaya devam etmekten başka bir seçenek kalmamış görünüyor. Bununla beraber SolTV’nin hazırladığı Medusa’nın Salı belgeselinin yayınlanan 5 bölümünü benim için dizilerin şahı olan Six Feet Under’ın 1 sezonunu izlercesine 1 günde izleyip bitirdim. Belgeselin anlattıklar...

Deprem öldürmez kötü ekonomistler öldürür

Resim
  AKP iktidarının İstanbul’a 5000 yıllık şehir tarihinin son 22 yılında yüklediği betonarme karkas yüklerden sağladığı iktidar etme konforu içinde; “deprem güvenliği”olsa iyi olur ama olmasa da çok da dert değil tadında bir pürüzdü aslında. 26 Nisan, 2025, Cumartesi 05:45 Türkiye liyakatlı ekonomistlerle depreme dayanıklı şehirlerini çatır çatır kurardı. Bize askerde kepi kaybetmeyin diye anlatırlardı. Kep mühimdi. Bir ekonomistin kepi ise konut piyasasının, konut fiyatının, konut finansmanının istikrarıdır. Ben demiyorum Janet Yellen ablamız diyor. AKP’nin depremle olan ilişkisinde asıl parmakların işaret etmesi gereken muhatap siyasi kadro değil iktisatçı kadrodur. Deprem oldu ve herkes deprem konuşuyor. Türkiye’de siyasi depremin etkisini anlamazdan gelen iktidar bloğu çatısı ve ondan beslenen alt kadrolar için deprem yine bir mağduriyet alanı yarattı. 1999 depreminde İstanbul’u AKP yönetiyordu. 2019’a kadar 25 yıl yani çeyrek yüzyıl devam eden ve arkasına 17 yıllık tek parti ik...

OLİGARŞİNİN tunç yasası ve Türkiye 2025

Resim
  Seçimle geldiği varsayılan başkanlar Türkiye esnaf örgütlerinde, sendikalarında ve benzer sivil toplum kuruluşlarında neredeyse hayatlarının tüm mevsimini geçirebilirler. 23 Nisan, 2025, Çarşamba 03:23 Devleti tek ve devasa bir kurum olarak düşündüğümüzde bugün AKP bileşeni olmayan herkesi endişelendiren güç temerküzünün arkasındaki sürecin Tunç Yasasıyla belirginleşen bir Oligarşik yapı olduğuna kuşku duymak için çok az sebebimiz var. “Kayıtlı tarih boyunca ve muhtemelen Neolitik Çağ'ın sonundan bu yana, dünyada Yüksek, Orta ve Alçak olmak üzere üç tür insan olmuştur. Birçok yönden alt bölümlere ayrıldılar, sayısız farklı isim taşıdılar ve göreceli sayıları ve birbirlerine karşı tutumları çağdan çağa değişti: ancak toplumun temel yapısı hiçbir zaman değişmedi. Muazzam ayaklanmalardan ve görünüşte geri alınamaz değişikliklerden sonra bile, aynı model, bir jiroskopun şu ya da bu şekilde ne kadar itilirse itilsin, her zaman dengeye döneceği gibi, her zaman kendini yeniden ortaya ko...