Kayıtlar

Ekim, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

KASTAMONU'NUN KAPI'SI AÇILIRKEN

Resim
  Bazen çok övülen yere göğe sığdırılamayan bir yeri ziyaret edersiniz ve o denli övülen bu yerin sıradanlığına şaşar kalırsınız. Burayı görmek için harcadığınız zamana, paraya üzülür neden bu kadar şişirilmiş diye kendi kendinize sorarsınız. Bu durumun diğer ucunda ise pek de iyi gözle bakılmayan, biraz hakir görülen kenara atılan yerler vardır. Önyargı ile bakılan bu yerler ise yanına gittiğinizde binbir renkte parlayan bir mücevhere dönüşür. Gittiğinizde bu zamana kadar görmediğinize kendi   kendinize kızar, buraya dair önyargıyı besleyenlere şaşarsınız. Doğduğum Kastamonu son yıllarda bu önyargıları büyük oranda   kırsa da Türkiye kolektif belleğinde biraz kenarda tutulan bir yer olarak kaldı.   Kastamonu sahip olduğu doğal ve tarihi varlıklara, gastronomik tadlara rağmen ortak imgelerde yukarıda tanımlanan ikinci kategoriye dahil oldu. Ben bu konuda çuvaldızı kendime de batırmaktan çekinmem. Çalıştığım Türkiye’nin Bankası sloganıyla yola çıkan Banka Kastamonu’ya açtığı 2.

Gel vatandaş 60 ay vadeli yapılandırmaya gel

Resim
  Nereden nereye: Tüketici destek kredisiyle ev yapmaktan borcu borçla kapamak için kredi çekmeye uzanan ince yol. Herkesin çok bildiğini sandığı işler: Futbol ve bankacılık.  Son zamanlarda tanıştığım beyaz yaka mühendis bir arkadaşım var.  Zamanının çoğunu Türkiye’de geçirmekle beraber uzun yıllardır asıl ikameti yurtdışı. Kendisini iflah olmaz bir komünist olarak tanımlıyor. Komünistler her şeyin en iyisine layık sözünün altını dolduracak şekilde dünyalığını fazlasıyla yapmış durumda. Allah daha da çok versin.  Komünizme olan yakınlığından mıdır bilmiyorum her fırsatını bulduğunda bankalara ve bankacılara giydirmeyi çok seviyor. Bankaları sömürü aracı bankacıları da bunun uygulayıcısı olarak görüyor.  Uzun yıllarımı verdiğim bankacılıkta özellikle bireysel kredi tahsisinde çalıştığım yıllar boyunca görevim bankacılık sisteminde gri alan denilen bölüme düşen kredilerin değerlendirmesi oldu. Bankacılık çok az kişinin yaptığı ama çok fazla kişinin üzerinde konuştuğu bir iştir. Son zama

Superman Spiderman’le Batman’e karş

Resim
  Bağış Erten’in bir yazısı üzerine çeşitlemeler: Maviler ve Yeşiller yalnız değildi. Beyaz’lar da vardı. Bağış Erten’in  Oksijen’de  Fener-Galatasaray derbisinin ağır havasını dağıtmak için yazdığı yazıyı keyifle okudum. Kendisini yıllardır takdirle izlerim. Fenerbahçe ve Galatasaray birer futbol takımı değil de başka kavramlar olsa ne olurdu  diye sormuş. Fenerbahçe’yi Cumhuriyet’e Galatasaray’ı Saltanat’a benzetip açılışı yapmış. Oradan dizi dünyasına geçip Ezel-Kurtlar Vadisi, Succession-Game of Thrones Kızıl Goncalar-Kızılcık Şerbeti kutuplarını işaretlemiş. Oğuz Atay’ın kitabı olsalar biri Tutunamayanlar diğeri Tehlikeli Oyunlar olurdu diyerek devam etmiş. Fener 90’ların popu Galatasaray 80’lerin nostaljisi iken sofrada birincisi salata ikincisi türlü olarak yer almadaymış. Futbolun efsaneleri arasında ilkini Messi’ye ikincisini Maradona’ya yakıştırmış. Çizgi karakter olsa ilki Örümcek Adam rakibiyse Batman olurmuş. Tarihsel figürlerden biri 8. Henry’ye özenirken diğeri Napolyon’

BDDK kredileri ucuzlattı mı?

Resim
A Bankaların kredi verirken hesaba katması gereken pek çok maliyetten biri de SYR (sermaye yeterlik oranıdır). Bankalar hemen hiçbir şeyi yapmadıkları gibi kredileri de kafalarına göre vermezler. Sermayeleri ile orantılı vermek zorundadır. Sermayenin yeterli olup olmadığını BDDK denetler .  Bankacıdan Yeni Şafak yazarı olur mu? Bence olur. Neticede sponsoru devlet/parti olan Yeni Şafak’ta emekli bir Bankacı ekonomi konusundaki fikirlerini paylaşabilir. Peki tersi olası mı? Yani Yeni Şafak yazarından Bankacı olur mu? Olmayacağını ülkece gördük. Şahap Kavcıoğlu Merkez Bankasının başına geldiğinde Yeni Şafak’taki fikirlerini herkes gayet iyi biliyordu. Erdoğan’ın “faiz sebep” ana fikri etrafında kararnamelere atılan imzaların etkisi gazete yazısı gibi meraklısını değil koca bir ülkeyi etkiledi. Mehmet Şimşek görevi devraldığında irrasyonel ekonomiyi yargılayan sözlerinin birinci muhatabı Nebati’ydi ama arkasından da Şahap Kavcıoğlu gelmekteydi. Kavcıoğlu’nun TCMB’den ayrıldıktan sonra BDD

Ekonomiyi Gezi mi bozdu?

Resim
  Erdoğan’ın yıllar sonra “İhanet ettik” diyerek günah çıkardığı İstanbul silüetinde Taksim Gezi Parkında bir AVM eksikse bunu Gezi’ye borçluyuz. AKP mitolojisinde Gezi Olayları çok önemli bir yer tutar. Erdoğan her başı sıkıştığında Gezi’nin ülkenin ayarlarını bozduğundan yakınır. Üzerinden 11 yıl geçmiş olmasına karşın Gezi tazedir. Gezi sanki dün olmuş gibidir. Benim için Gezi İnönü Stadındaki son maçta başlamıştı. O tuhaf günde yaşadıklarım sürreal bir film sahnesini andırıyordu. Beşiktaş Gençlerbirliği’ni konuk edecekti. Her zamanki gibi çarşıda buluşmuştuk ama kulağıma gelen sloganlar her zamankinden daha politikti. Sonrasında ortalık karıştı herkes bir yana dağıldı.  Rastgele sıkılan biber gazının etkisiyle bir kitapçının önünde yığılmışım.  Bu tuhaf günün ardından her şey giderek groteksleşti. Bir beyaz yakalılar itirazına dönen geziye koşturan çalışanlar geceyi Taksim’de geçirip sabaha karşı casual urbalarını giyerek işe geliyordu. Erdoğan’ın yıllar sonra “İhanet ettik” diyere

Babacan'ın yanlış ve doğrularına dair

Resim
  Babacan’ın tek adam rejimi teessüs ettikten, kökleştikten sonra vaziyetten haz etmediği ve bu süreçte başta Erdoğan olmak üzere yıllardır birlikte yürüdüğü partisine mesafe koyduğu bir sır değil. Ali Babacan ile aynı yıllarda ODTÜ’de öğrenim gördük. Ben 1991’de o benden 2 yıl önce mezun oldu. ODTÜ genel olarak sol görüşlerinin okulu olarak bilinir. Ali Babacan’ın solla pek işi yoktu. AKP’yle yolu 2002’de birleşti ve partinin iktidara yürüyüşü ile beraber o da ekonomi gemisinin kaptan köşküne oturdu. Bu aralar özellikle Deva Milletvekili Burak Dalgın’ın paylaşımlarına karşılık Sn. Babacan’ı eleştiriyorum. Deva Partililerin benim eleştirilerimi anlamakta zorlandıklarını görüyorum. Babacan’ın parti içindeyken yaptığı eleştiriler ve hukuk dışılık saptamalarını işaret edip neden böyle davrandığımı sorguluyorlar. Babacan’ın tek adam rejimi teessüs ettikten, kökleştikten sonra vaziyetten haz etmediği ve bu süreçte başta Erdoğan olmak üzere yıllardır birlikte yürüdüğü partisine mesafe koyduğ