KASTAMONU'NUN KAPI'SI AÇILIRKEN
Bazen çok övülen yere göğe sığdırılamayan bir yeri ziyaret edersiniz ve o denli övülen bu yerin sıradanlığına şaşar kalırsınız. Burayı görmek için harcadığınız zamana, paraya üzülür neden bu kadar şişirilmiş diye kendi kendinize sorarsınız. Bu durumun diğer ucunda ise pek de iyi gözle bakılmayan, biraz hakir görülen kenara atılan yerler vardır. Önyargı ile bakılan bu yerler ise yanına gittiğinizde binbir renkte parlayan bir mücevhere dönüşür. Gittiğinizde bu zamana kadar görmediğinize kendi kendinize kızar, buraya dair önyargıyı besleyenlere şaşarsınız. Doğduğum Kastamonu son yıllarda bu önyargıları büyük oranda kırsa da Türkiye kolektif belleğinde biraz kenarda tutulan bir yer olarak kaldı. Kastamonu sahip olduğu doğal ve tarihi varlıklara, gastronomik tadlara rağmen ortak imgelerde yukarıda tanımlanan ikinci kategoriye dahil oldu. Ben bu konuda çuvaldızı kendime de batırmaktan çekinmem. Çalıştığım Türkiye’nin Bankası sloganıyla yola çıkan Banka Kastamonu’ya açtığı 2.