ARVO PART VE 14 MAYIS SEÇİMLERİ
Türkiye’nin modern zamanlarını mitolojik bir hikaye ile eşlemek gerekirse; bu, hiç tereddütsüz Sisiphos olurdu. Tanrıların aynı kayayı sürekli sırtına yükleyip dağın tepesine yolladıkları talihsiz fani ile Türkiye tarihinin son 100 yılı arasındaki korelasyonu görüp de içlenmemek elde değil. Kısaca durumu tarif edelim : Devrimler/ideolojiler çağı dediğimiz dönemi anti komünizm histerisi ile yaşadı ülkemiz. Bunun resmi başlangıcı 1950’ler olsa da Nazım Hikmet’in 15 yıllık hapishane çilesi daha da erken bir döneme tarihlenir. 1991’e kadar “Zulüm Kuzeyden Gelir” endişesi ve korkusu ile geçti yıllar. Bütün bu dönem içinde Türkiye’de tereddütsüz en önemli kaygı koca kuzey komşusunun dinsiz ideolojisinin ülkeyi istila etmesi olmuştu. Ordu, Bürokrasi, resmi ideoloji ve bunun sivil uzantıları mücadelelerini hep bu minvalde yürüttüler. Komünizm dinsizlik demekti ve neredeyse Türkiye’de muhalif olan herkes bir dönem “komünistlik eşittir dinsizlikle” itham edildi. 1991’de duvarın yıkıl